gelseydin
önce doyasıya sarılırdım boynuna
şöyle koklardım tenini
nefes alırcasına
sonra
sana hiç duymadığın SEN’i anlatırdım
hiç anlatılmamış güzelliklerle betimlerdim
eşsiz gülüşünü
sonra
yine sarılırdım
ölürcesine andığım adını sayıklar
gülüşünde biriktirirdim seneleri
birde
deniz mavisi gözlerinde
milyon kere boğulur
milyon kere kaybolurdum
sen gelseydin eğer..
gelseydin
tükenmeyecekti kalemim
yazmalara sığınmadan sevecektim
hiç tatmadığım duygularla sevecek
sen diyecektim efsanelere inatla..
gelseydin
hiçbir kedere mahkum olmayacak
tatmayacaktım ağrısını gitmelerin
ardımda bırakacaktım
bütün serzenişlerimi
öfkelerimi gizleyecek sitemlerimi eritecektim
sanatında sevmenin..
gelseydin
kulak kesilecektim
hasretle beklediğim sesine
her kelimeni işleyecektim içime
düğümlenecektim dudaklarında
ayrılmamacasına hapsolacak
kenetlenecektim süzülüşlerine
hasretin yollarından..
gelseydin
bükmeyecekti boynunu yaban karanfiller
papatyalar hep daha güzel
güller aşka daha amade olacaktı
gelseydin
adına ağıtlar yakmayacak
sindirmeyecektim öfkemi
kara darbelerle
beyazın saflığına
gelseydin
sıralanmış kederlerimi dökecektim denizlere
kanlara bulanmış gülüşümü söküp atacaktım
kimsesizler yurdunda kalmış gençliğim olacaktı
senin , benim, bizlerin..
gelseydin
her gecen sene eksilmeyecekti mevsimler
günlerini yitirmeyecekti baharlar
her an daha azap
her ölüm daha garip
olmayacaktı
sen gelseydin
acıları teselli edişlerim..
gelseydin
yaşamayacaktım doğum sancısı
yüzyılın biriktirdiği efkarlarım olmayacak
yıkılmayacak, yakılmayacaktı
umut bahçelerim
gelseydin
öfkem dinecek
gülüşüm serilecekti güllerine mevsimlerin..
gelseydin
kasırgasında boğulmayacaktık
hiçbir ayrıştırmanın
gelseydin
kan kokmayacaktı ağlamalarımız
gelseydin
güneş doğacak
mevsimlerim çoğalacaktı
gelseydin
cennetim olacak
ömrüm yaşanacak, yaşlanmayacaktı
gelseydin eğer
ben var olacak
sen yaşayacak
biz destanlaşacak
bitmeyecektik..