FRM34
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

FRM34


 
AnasayfassLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 KEHF SURESİ

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Bad_Girl
Prenses
Prenses
Bad_Girl


Kadın
Mesaj Sayısı : 454
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 13/05/07

Özellikler
Rep:
KEHF SURESİ Left_bar_bleue100/500KEHF SURESİ Empty_bar_bleue  (100/500)

KEHF SURESİ Empty
MesajKonu: KEHF SURESİ   KEHF SURESİ EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 12:15 am

Kur'an-ı Kerim'in
onsekizinci Sûresi. Bir bölümünde ashâb-ı kehf'den bahsettiği için bu
adı almıştır. Mekke'de nâzil olmuştur. Yüzon âyet, binbeşyüzyetmişyedi
kelime ve altıbin üçyüzaltmış harften ibârettir. Âyet sonlarına ahenk
veren fâsılası "elif" harfidir. Yirmi sekizinci âyetin Medine'de indiği
rivâyet edilir. Kehf, dağda geniş mağara anlamına gelir. Sûrede üç
önemli kıssa yer alır. Ashâb-ı Kehf, Musa ve Hızır (a.s) kıssası ve
Zülkarneyn kıssası.



Bu sûre hakkında rivâyet edilen hadislerden ikisinin anlamı şöyledir:



"Sahâbeden Üseyd b. Hudayr, Kehf sûresini okumuştu. Evinde de bir atı
vardı. Bu sırada at ürkmeğe, deprenmeğe başladı. Bunun üzerine (Üseyd)
Yâ Râb! Sen âfetten emin kıl, diye dua etti. Hemen onu duman gibi bir
şey, yahut bir bulut kapladı. Sonra (Üseyd) bu olayı Hz. Peygambere
anlattı. Rasûlüllah, "Oku ey kişi. Çünkü o bulut gibi görünen şey
Sekine'dir. Kur'ân dinlemek için yahut Kur"ân-ı tebcil için inmiştir",
buyurdu (Buhârî, Menâkıb, 25; Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 11; Tirmizi,
Fedâilu'l-Kur'an, 6). Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Kim, Kehf
sûresinin evvelinden on âyet ezberlerse, deccâl'den korunmuş olur"
(Müslim, Müsâfirûn, 257; Ebû Dâvud, Menâhim, 14; Tirmizi, Fiten, 59;
İbn Mâce, Fiten, 33).



Nüzûl sebebiyle ilgili olarak ibn İshak'tan şu haber anlatılıyor:
Kureyş'in kâfirlerinden Nadr b. Hâris, Hire'ye gitmiş, orada Rüstem ve
İsfendiyer hikâyelerini öğrenmişti.



Allah Rasûlü insanlara İslâm'ı anlatırken veya tebliğ görevini yerine
getirirken bu adam hemen söze karışırdı. "Ben, size ondan daha güzelini
anlatırım" diyerek peygamberimizin sözünün etkisini azaltmaya çalışır,
Fars memleketleriyle ilgili hikâyeler anlatmaya başlardı.



İnsanların İslâm'a yönelmesini ve müslüman olmasını önleyemeyen
Kureyşliler, Nadr b. Hâris'in yanına Ukbe b. Mu'ayt'ı da kattılar,
Medine'de bulunan Yahudilerin yanına gönderdiler. Kureyşlilerin amacı
fitne çıkarmak insanların müslüman olmasını engellemek için
Yahudilerden akıl almaktı. Bu iki Kureyşli Yahudilerin yanına
vardıklarında "siz kitap ehlisiniz" dediler. Peygamberimizin durumu ve
onun tebliğ ettiği din hakkında bilgi edinmek için geldiklerini
söylediler.



Yahudiler, onlara şu üç öğütte bulundular. O'na "genç yiğitleri, seyyah
adamı, ruhu sorun" dediler. Nadr b. Haris ve Ukbe b. Mu'ayt Mekke'ye
geldiler. Allah Rasûlüne bu üç soruyu sordular. Bu olay sonucunda bu
sûre nâzil olmuştur.



Bu sûreye Kehf adının verilmesi sebebiyle zikri geçen kişilerce de
Ashab-ı Kehf denilmiştir. Yahudilerin "genç yiğitler" dedikleri kişiler
bunlardır. Bunlara; "mağara arkadaşları", "yedi uyurlar" adı da
verilmektedir. Sûrenin onuncu âyetinden yirmi yedinci âyetin sonuna
kadar Ashâb-ı Kehf'den bahsedilmektedir.



İbn İshak'ın naklettiğine göre, bu sûrede anlatılan Ashâb-ı Kehf, İsa
aleyhisselâm'ın dini üzere amel eden birkaç genç olup, bunlar
kendilerini putlara taptırmak veya öldürmek için takip eden Roma
toplumu ve bölge valisine karşı mücâdele ve dinlerini korumak üzere
dağa çıkmış, mağaraya gizlenmişlerdi. Cenâbı Hak onları düşmanlarından
korumak ve öldükten sonra dirilmeye ibret ve işaret kılmak için
üçyüzdokuz yıl mağarada uyuttu. Uyandıkları zaman birkaç saat
uyuduklarını sandılar. İçlerinden birisi, bir şeyler almak için
kasabaya inince bir kaç asır önceki gümüş para, olayın anlaşılmasına
yol açtı. Böylece topluma, öldükten sonra dirilmenin uygulaması
gösterilmiştir (9-22).



İkinci kıssa Musa peygamberle Hızır aleyhisselâmın arasında geçer. Musa
(a.s), Hızır (a.s)'dan ledün ilmi (Allah tarafından bazı kullara
verilen özel ilim) öğrenmek ister. Buluşurlar ve birlikte yolculuk
yaparlar. Önce bir gemiye binerler, gemi denize açılınca Hızır (a.s)
gizlice ambara inerek gemiyi deler. Durum anlaşılınca gemi tamir için
geri döner. Musa (a.s) buna bir anlam veremez ve Hızır'a itiraz eder.
Hızır (a.s) işin iç yüzünü açıklar. Gemi denizde iş yapan
yoksullarındır. Yoluna devam ederse ileride korsanlar pusu kurmuş olup,
gemiyi zorla ele geçireceklerdi. Ârıza ile geri dönüş gemiyi gasptan
kurtardı (el-Kehf, 8/71, 79). Yolculuğa karada devam ettiler. Hızır
(a.s) bir yerleşim merkezinde rastladıkları bir çocuğu öldürdü. Çocuğun
görünürde hiçbir suçu olmaksızın öldürülmesi Musa (a.s)'nın yine
itirazına yol açtı. Âyette olayın bilinmeyen tarafı şöyle ifade edilir:
"Oğlana gelince, onun anası ve babası iman etmiş kimselerdi. Bunun için
onları bir azgınlık ve kâfirlik bürümesinden endişe ettik" (el-Kehf,
18/80). Yasarsa ana babayı küfre düşürecek olan bu çocuk yerine, yüce
Allah o aileye daha hayırlı ve daha merhametli başka bir çocuk
verecektir (el-Kehf, 18/80). Giderken yolları bir kasabaya (Antakya)
düştü. Kasaba halkından yiyecek istediler. Fakat halk yiyecek vermedi.
Bu arada Hızır'ın dikkatini yıkılmak üzere olan bir duvar çekti. Duvarı
doğrulttu ve sağlamlaştırdı. Bundan dolayı bir ücret de istemedi. Hz.
Musa buna da bir anlam veremeyip itiraz etti. Hızır (a.s) isin iç
yüzünü açıkladı: Bu ev iki yetim çocuğa aitti. Duvarın içinde, çocuklar
büyüyünce sahip çıksın diye saklanmış bir hazine vardı. Çocukların
babası sâlih bir zat olduğu için, ona verilen değer sebebiyle duvarın
erken yıkılması ve böylece hazinenin erken ortaya çıkması önlenmiş
oluyordu. Çünkü yetim çocuklar o yaşta haklarını koruyacak bir durumda
değildi (el-Kehf, 18/77-82). Hızır (a.s) bütün bunları kendiliğinden
değil Allah'ın emriyle yapmıştır.



Sûrede üçüncü kıssa Zülkarnayn'e aittir. Zülkarneyn'in kim olduğu
ihtilaflıdır. Peygamber olup olmadığı da tartışmalıdır. Ancak Allah'ın
sâlih bir kulu, tevhid inancına sahip ve mü'min olduğunda görüş birliği
vardır. Kendisine yeryüzünde büyük güç verilmiş doğu ve batı arasında
yolculuk yapmıştır. Doğu Azerbaycan'a ulaştığı zaman hiç söz dinlemeyen
bir kavim buldu. Onlar, yerde fesat çıkaran Ye'cuc ve Me'cuc adlı
kabilelere karşı, araya bir set çekmede Zülkarneyn'den yardım
istediler. Zülkarneyn bu azgın kavmin önüne demir ve bakırdan büyük bir
set yaptı (el-Kehf, 18/96). Âyette bu setten şöyle söz edilir: "Artık
onu aşmaya da güç yetiremediler, onu delmeye de muvaffak olamadılar. Bu
dedi Rabbimden bir merhamettir. Fakat Rabbimin va'di gelince. O, bunu
dümdüz yapar" (el-Kehf, 18/97, 98).



Sûrede zengin inkârcı ile yoksul mü'min örneği de ibretlidir. Allah iki
kişiden birine iki üzüm bağı, hurmalık ve ekinlik olmak üzere güzel bir
çiftlik verir. Ortadan da su fışkırtır. Bu kimsenin başka gelirleri de
vardır. Güzel ürün alıyordu. Ancak serveti arttıkça gurura kapılır,
yoksul olan mü'mini küçük görür. Kendisini o kadar güçlü görürki,
çiftliğin sonsuza kadar bu şekilde kalabileceğini, helâk olacağını
sanmadığını bildirir. Kıyametin kopacağını da inkâr eder. Arkadaşı onu
uyarır. Allah dilerse bu çiftliğin bir anda helâk olabileceğini
hatırlatır. Fakat söz dinlemez. Bir gün bütün serveti, çiftliği batar,
hiçbir şeyi kalmaz. Keşke Rabbime hiçbir şeyi ortak tutmasaydım diyerek
pişman olur. Artık ona Allah'tan başka yardım edecek hiçbir kimse yoktu
ve kendisi Allah'tan öç alabilecek değildir (el-Kehf, 18/32-44).



Sürede dünya nimetlerinden, âhiret azabından, müşriklerin Hz.
Peygambere sorularından, imanı güçlendirecek güzel örneklerden
bahsedilir. Sûre şu âyetle son bulur: "De ki; Ben ancak sizin gibi bir
beşerim. Şu kadar ki, bana ancak ilâhınızın bir tek Allah olduğu
vahyediliyor. Artık kim Rabb'ıne kavuşmayı ümit ediyorsa güzel bir amel
işlesin ve Rabb'ine kullukta hiçbir şeyi ortak tutmasın" (el-Kehf, 18,
110).
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
By_Lives
Aktif Üye
Aktif Üye
By_Lives


Erkek
Mesaj Sayısı : 306
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 30/04/07

KEHF SURESİ Empty
MesajKonu: Geri: KEHF SURESİ   KEHF SURESİ EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 1:14 pm

tskler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bad_Girl
Prenses
Prenses
Bad_Girl


Kadın
Mesaj Sayısı : 454
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 13/05/07

Özellikler
Rep:
KEHF SURESİ Left_bar_bleue100/500KEHF SURESİ Empty_bar_bleue  (100/500)

KEHF SURESİ Empty
MesajKonu: Geri: KEHF SURESİ   KEHF SURESİ EmptyPtsi Kas. 12, 2007 9:01 pm

bişey değil
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KEHF SURESİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FRM34 :: Din Kültürü-Ahlak Bilgisi :: kuranı kerim-
Buraya geçin: