FRM34
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

FRM34


 
AnasayfassLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 İşte 2 Aslan!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
konyalireiser
CO-Admin
CO-Admin
konyalireiser


Erkek
Mesaj Sayısı : 1042
Yaş : 32
Kayıt tarihi : 13/01/08

Özellikler
Rep:
İşte 2 Aslan! Left_bar_bleue2155/10000İşte 2 Aslan! Empty_bar_bleue  (2155/10000)

İşte 2 Aslan! Empty
MesajKonu: İşte 2 Aslan!   İşte 2 Aslan! EmptyÇarş. Ocak 30, 2008 4:55 pm

26 Aralık 1984’te Accra’da (Gana) doğan Barusso, 3 yaşında ailesiyle
birlikte İtalya’ya göç etti. Futbol yeteneklerini fizik gücüyle
birleştirmeyi düşünen genç oyuncu, Manfredonia amatör takımında
başarılı bir grafik çizerek şampiyonluk yaşadı. Manfredonia’yı önce
C-2’ye, sonra da C-1’e taşıyan Barusso, birkaç teklifi reddedip Rimini
ile sözleşme imzaladı. Krediler
seferber Rimini’de oynadığı ilk 8 maçta harika bir performans ortaya
koydu. Hatta Juventus ve Bologna karşılaşmalarında sahanın en iyi
oyuncusu seçildi. Özellikle Eylül 2006’da Bologna’ya attığı muhteşem
gol sonrası La Gazzetta dello Sport’ta manşete taşınan Barusso,
İtalya’da en çok konuşulan isimlerden biri haline geldi. Rimini Sportif
Direktörü Walter Muratori, “Onu 300 bin Euro’ya aldık. Ama
bonservisinin diğer yarısını da almak için gerekirse tüm kredilerimizi
tüketmeye hazırız” demiş ve 1.2 milyon Euro ödeyerek, dediğini yapmıştı.

Sağ bacağı kırıldı ama...

28
Ekim 2006’daki Crotone maçında sağ bacağı kırılan Barruso, 4 ay
sahalardan uzak kaldı. Buna rağmen ona karşı olan ilgi hiç azalmadı.
Inter, Milan ve Arsenal, sakatlıktan yeni kurtulan Ganalı için kesenin
ağzını sonuna kadar açtı. Nitekim kulüplerin arasındaki savaşı 3 milyon
Euro bonservis bedeli ödeyen Roma kazandı. Bu transferdeki en büyük
etken, Barusso’nun sağ bacağındaki operasyonun, Totti’yi de ameliyat
eden Roma doktoru Prof. Marianni tarafından gerçekleştirilmiş
olmasıydı. “Hayata yeniden döndüm” diyen Barusso, Roma’ya sempati
beslemeye başladı.
Hem savunma hem hücum
Roma’da Aquilani, De Rossi, Pizarro ve Perrotta’dan oluşan 4’lü orta sahada
forma şansı bulmakta zorlanan Barusso, hücum yönüyle Essien’e, savunma
yönüyle de Desailly’ye benzetiliyor. Onun için orta sahanın top hırsızı
deyimi yerli yerine oturuyor. Çok güçlü, topla da, topsuz alanda da
dengeli. Ve en önemlisi, mesafe tanımaksızın uzun mesafeden ‘ölümcül’
şutları var.
Ciro bir idmankolik!
İtalyan amatör takımı Manfredonia’yı şampiyonluğa taşıyıp, Serie C-2’ye
yükselmesini sağlayan Barusso’ya, arkadaşları ‘Ciro’ diye sesleniyor.
Zayıf tekniğini güçlü fiziği ve uzaktan etkili şutlarıyla telafi etmeye
uğraşan Barusso, 24 saat çalışmayı seven bir futbolcu. Hatta bunun için
kendisine özel bir kondisyoner kiralayan Ganalı oyuncu, özel fizik
kuvvetlendirme antrenmanları yapıyor. Bu sayede bacağı kırılmasına
karşın, kısa sürede eski formuna kavuşmayı bildi. Galatasarayımız'ın
Manchester City’den transferi Andreas İsaksson’u, Expressen’in
başarılı muhabiri Carl Juborg’a sorduk. İşte cevabı:
18 yaşında Juventus’a

3 Ekim 1981’de Trelleborg’da doğan Andreas İsaksson, futbolculuk
kariyerine aynı bölgede başladı. 1998 ve 1999 yıllarında Trelleborg
forması giyen İsveçli kaleci, performansıyla İtalyan devi Juventus’un
dikkatini çekti. 1999’da Juventus’e transfer olarak henüz 18 yaşında en
büyük hayallerinden birini gerçekleştiren Andreas, ne yazık ki Van Der
Sar’ın arkasında hiç şans bulamadan ayrılmak zorunda kaldı. Ülkesinde kendini buldu
2001’de Djugarden’in kalesine geçen genç eldiven, takımıyla 2002 ve 2003
yıllarında şampiyonluk yaşadı. Ayrıca 2002, 2003, 2004 ve 2005
yıllarında İsveç’te yılın kalecisi seçilerek sesini yeniden duyurdu. City’ye transferi... Mart
2002’de İsveç Milli Takımı’nın birinci kalecisi Hedman sakatlanınca,
görevi devralan İsaksson, EURO 2004’te ortaya koyduğu müthiş
performansla Fransa’nın Rennes takımına transfer oldu. Rennes’de de
harika bir grafik çizen başarılı file bekçisi, sakatlanmasına karşın
Almanya’daki 2006 Dünya Kupası’nda büyük beğeni topladı ve 3.5 milyon
Euro’ya Manchester City’ye geçti. Ancak diz ve ayak bileğindeki
sakatlıklar, kendisini göstermesini engelledi. 15 Ağustos 2006’da
transfer olduğu Ada’da 9 Aralık’a kadar şans bulamadı.
Sakatlık belası

Sakatlığını üzerinden atıp form tutmaya başladığında, üst üste 4 maç gol yemeyerek
Ada’da en beğenilen kaleciler arasına girdi İsaksson. Hatta
2006-2007’nin son maçında Defoe’nin penaltısını kurtarınca, taraftarlar
onu kahraman ilan etti. Bu heyecanla yeni sezon hazırlıklarına koyulan
İsaksson, Belçika kampında da sakatlanınca, 2 ay daha sahalardan uzak
kaldı. Bu kez dönüşünü 31 Ekim 2007’deki Bolton maçında yaptı, hem de
gol yemeden. Ancak Eriksson ile bir türlü yıldızı barışmadı ve ayrılma
kararı aldı.
Tam bir aile babası
Andreas İsaksson, kız arkadaşı Marielle ile birkaç hafta önce evlendi. Philip
adında 2 yaşında bir oğlu olan İsveçli kaleci, gece hayatına önem
vermiyor. Tüm zamanını eşi ve çocuğuyla birlikte geçiren 26 yaşındaki
file bekçisi, yaşamının sportif yönlerine dikkat ediyor. Marielle de
İsaksson gibi sporcu. Ülkesindeki tenis turnuvalarında şampiyonlukları
bile var Bayan İsaksson’un... Zaten başarılı kalecinin Galatasaray’a
transferinin gecikmesindeki en büyük neden de Marielle’ydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İşte 2 Aslan!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» 2 bin 525 ASLAN
» Kupa Beyi Aslan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FRM34 :: Spor :: Galatasaray-
Buraya geçin: