Fenerbahçemiz'in Başkanı Aziz Yıldırım, 15 Şubat'ta başkanlıkta 10.
yılını dolduracağını belirterek, ''10 yıllık başkanlık dönemimde her
şeyden fedakarlık ettik, sadece Fenerbahçe'nin menfaatlerinden
fedakarlık etmedik'' dedi. Yıldırım, Fenerbahçemiz'in aylık resmi
dergisinin Şubat sayısında yer alan açıklamasında, 15 Şubat 1998'de
kulüp başkanlığına seçildiğini vurgulayarak, ''Başkanlık görevine
seçilmemin üzerinden tam 10 yıl geçmiş bulunuyor. Seçildiğim günün
heyecanını hâlâ yüreğimde hissediyorum. Başkanlık görevinin bana
yüklediği sorumlulukları taşırken her anımı Fenerbahçemize hizmet
arzusu ve çabası ile yaşıyorum'' diye görüşlerini belirtti. Başkan
olurken tek hayalinin Fenerbahçe'yi kendi yarattığı kaynaklar ile
öncelikle kurumsal bir yapıya kavuşturmak olduğunu ifade eden Aziz
Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bunun ardından ulusal ve
uluslararası sportif başarılara ulaşmak ve bu başarıları sürekli
kılmayı hedefledik. 10 yıl boyunca bu hayalin gerçekleşmesi için
yönetim kurulu üyelerimiz, profesyonel yöneticilerimiz, sporcularımız,
kongre üyelerimiz ve eşsiz taraftarımız ile zorlu ve uzun bir
mücadeleyi birlikte sürdürerek bugünlere geldik. Bu mücadele yıllarında
sağlığımızdan, ailemizden, sosyal çevremizle olan ilişkilerimizden,
işimizden kısaca her şeyden fedakarlık ettik, sadece Fenerbahçe'nin
menfaatlerinden fedakarlık etmedik. Kah güldük, kah üzüldük. Günü geldi
bu mücadelede yalnız kaldık, ama yılmadık. Davamız Fenerbahçe davası
olunca her türlü önceliğimizi öteledik, üzüntülerimizi kalbimize
gömdük.''
-''DURUŞUMUZDAN HİÇBİR ŞART ALTINDA TAVİZ VERMEDİK''- Başkanımız
Aziz Yıldırım, çalışma ilkelerinin, kulübün faaliyet alanında
karşılaştıkları her türlü haksızlıklar ile mücadele ve adil yarışma
ortamının sağlanmasından yana olduğunu belirterek, ''İlk günden bugüne
bu duruşumuzdan hiçbir şart altında taviz vermedik. Bazen bu mücadelede
yalnız kalmış olsak da kendi küçük menfaatleri için bizi geçmişte
yalnız bırakanların dahi bugün baştan beri durduğumuz noktaya gelmiş
olduklarını biraz da tebessümle izliyoruz'' dedi. Yıldırım,
rakip kim olursa olsun sportif mücadelenin sonunda sahadan zaferle
ayrılmanın, ancak kulübü her bakımdan güçlü hale getirmekle mümkün
olacağını gördüklerini ve çalışmalarını bu noktaya odakladıklarını
kaydetti. Güçlü bir kulübün ancak kurumsal, mali, idari, altyapı
kriterlerine uygunlukla mümkün olacağı şeklindeki tespitlerinin
ardından, bu kriterleri sağlamaya yönelik çalışmalarda
yoğunlaştıklarını anlatan Aziz Yıldırım, ''Şirketleşme ve halka açılma,
stat projemiz, Fenerium projesi, Fenerbahçe kart, sponsorluk
çalışmaları, FBTV, altyapı ve tesis hamleleri gibi ilk anda akla gelen
projeler, kulübümüzün bugün geldiği noktada rakipleriyle oluşan
farklılığının temel sebepleridir. Bu yapısal değişimin, yönetim
istikrarı ile de birleşmiş ve desteklenmiş olması kulübümüzün
büyümesini sürekli hale getirmiş ve bunun sonucunda kimsenin hayal
edemediği dünya kulübü olma ideali bugün artık ulaşılması yakın bir
hedef haline gelmiştir. Sancılarla geçen bu değişim sürecinde, içimde
anlatamadığım kimse ile paylaşamadığım fırtınalar kopmuş olsa da
yılmadan, bıkmadan, usanmadan doğru bildiğim yolda yürüdüm. Başta bu
süreçte derin bir inançla çabama omuz veren, destek olan yönetici
arkadaşlarım olmak üzere bu yolda beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan
divan kurulu başkan ve üyelerine, genel kurul üyelerimize ve
taraftarlarımıza şükranlarımı sunuyorum'' diye konuştu.
-''GELECEK İÇİN BÜYÜK UMUTLARIM VAR''- Aziz Yıldırım, kulübün önünün açık ve sürekli başarıların yakın olduğunu
gördüğünü dile getirerek, ''Gelecek için büyük umutlarım var. Sürekli
gelişmenin taraftarlarımızı heyecanlandırdığını ve aktif olarak
kulübüne destek olan taraftar sayısının çığ gibi büyüdüğünü görüyorum.
Gördüğüm bu gerçekler, büyük hedeflerimiz konusunda bana ve çalışma
arkadaşlarıma cesaret veriyor'' dedi. Yıldırım, açıklamasında ayrıca şu görüşlerine yer verdi: ''Mücadele ile geçen yıllar ardından, bu mücadelenin sadece kulübümüzün menfaatleri için yapılmamış olduğunu tüm
sporkamuoyunun da kabul etmiş olması beni mutlu ediyor. Bugün tüm kulüp
yöneticilerinin ortak söylemi olan adil, şeffaf yönetim anlayışının tüm
spor kurumlarının yönetimine
hakim olması anlayışını ilk günden beri kimin ısrarla savunduğunun ve
mücadelesini verdiğinin takdirini kamuoyuna bırakıyorum. Misyonumuzun
sporkulübü olmanın ötesinde Türkiye'nin en yaygın sivil toplum kuruluşu
olmak olduğu ve buna ilişkin bilinç ve hareket biçimine sahip olmak
zorunda olmamız gerektiğine ilişkin düşüncemin ne denli haklı olduğunu
yaşadıklarımızla görüyorum. Bugün kulübümüz, ülkemizin ortak
meselelerine çözüm üreten, önerilen çözüm noktalarına taraf olan,
toplumsal sorumluluk sahibi ve buna ilişkin projeler üreten bir sivil
toplum kuruluşu olmuştur. Hedeflerimiz artık sportif hedeflerin
ötesinde toplumsal hedefleri de içermektedir. Toplumsal olaylar
karşısındaki net ve kesin tavrımız bizi Türkiye'nin kulübü olma yolunda
desteklemektedir. İçimde yanan Fenerbahçe tutkusu, kulübümüzün
son 10 yılda geldiği gıpta edilen durumunu daha da ileriye götürme
konusunda, bana bitmez tükenmez bir enerji veriyor. Bu enerji ile
çalışırken taraftarımızın mutlu olduğunu görmek, duyduğum manevi
huzurun yegane kaynağıdır. Bu sevgi ve tutku ile bir kez daha her zaman
ve her koşulda son sözümün Fenerbahçe olacağını taraftarlarımıza
haykırıyor, taraftarlarımızın da her zaman ve her koşulda kulüplerine
'hep destek tam destek' anlayışı içinde olacağına inanıyorum.''