FRM34
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

FRM34


 
AnasayfassLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3
YazarMesaj
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

<DIV id=post_message_97071>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Hayat yüksek zekalı ama başarısız insanlarla doludur. Bu kişiler zekaları yüksek olmasına rağmen, gerektiği yerde gerektiği gibi davranmamış ve hayatta kaybetmişlerdir.

Örneğin, zekalarını sadece toplumu yermek için kullanmış veya her şeyi küçümsediklerinden ya da basit gördüklerinden, uğraşmaya değer bulmamışlar, böylece sıradan insanların vardıkları beceri ve başarı düzeyine ulaşamamışlardır. İnsanlarla iyi ilişki kuramamışlar, belirli bir hedefe doğru gidememişlerdir. Tembelliklerini yenememiş veya zekalarını kötü amaçlar ve uğraşlar için kullanmışlardır. Zeka bir güçtür, kullanılmaz ya da iyi bir amaç için kullanılmazsa, hiç bir işe yaramaz ya da sadece yıkıcı olur.

Hayatta başarılı olmak için zeki olmak yetmez, duygusal zekanın da yüksek olması gerekir. Duygusal zeka son yıllarda yeni bir kavram olarak ileri sürülmüş olmakla beraber, eskiden beri bilinen akıllı ve uyumlu davranış özelliklerinden başka bir şey değildir. İnsanlarla iyi iletişim kurmak, ne zaman ne yapacağını bilmek, fırsatları iyi değerlendirmek, belirli olumlu bir amaca doğru ilerleyebilmek, kararlı olmak, gelip geçici esintilerden etkilenmemek gibi nitelik ve becerileri içerir.

Duygusal zekanın belli başlı özellikleri şunlardır:

· Kendini tanıma: Duygusal zekası yüksek olan kişi, duygu ve düşüncelerinin, tercihlerinin, eğilimlerinin, zayıf ve kuvvetli yanlarının farkındadır. Yeteneklerini, eğitimin ona sağladığı donanımı bilir. Bunlara dayanarak kararlar alır, kendine hedefler seçer, yani seçimleri ve amaçları kendiyle ilgili gerçeklerle uyumludur.

· Duygularını kontrol edebilme: Anlık başarılardan, hazlardan uzak durmayı bilir. Sonradan pişman olacağı duygu patlamalarına kapılmaz, gereksiz atılganlıklar yapmaz. Karamsar ya da endişeli duygulara kapılmaz, bunların kendisini yapmayı planladığı işerden uzaklaştırmasına izin vermez. Bunları yatıştırmak ve özümsemek için bir yol bulabilir. Düşüncelerini ve eylemlerini belirli bir hedefe odaklayabilir.

· Kendiliğinden güdülenme: Kendi hedeflerini kendisi belirler, başkalarının zorlaması olmaksızın, bunları gerçekleştirmek için tüm çabasını ve yeteneklerini ortaya koyar, hedefine kilitlenebilir, bundan heyecan ve zevk duyar. Hedeflerin peşinden giderken geçici hazlarını erteleyebilir. Bir sınava girerken ya da bir çalışmayı yürütürken, heyecanını başarıyı artıracak şekilde kullanabilir. Başarısızlığa uğradığında umut ve iyimserliğini korur, yeniden deneyebilir.

· Başkalarının duygularını paylaşma: Diğerlerinin hissettiklerine karşı duyarlıdır. Kendini onların yerine koyabilir. Böylece karşı tarafın duygularını kavrar ve derinliği olan, uyumlu bireysel ilişkiler geliştirebilir.

· Toplumsal etkinlik: Kişiler arası çatışmaları çözmekte başarılıdır. Bir ilişkinin ve grubun nabzını tutar. Dile getirilmemiş paylaşılan duyguları ifade edebilir. Bir grubun organizasyonunda liderlik nitelikleri sergiler ve kişiler bunu doğallıkla kabul eder.

Duygusal zeka kalıtsal özellikler, çocukluk deneyimleri ve öğrenme sonucu oluşur. Bir diğer deyişle, duygusal zekayla ilgili becerilerin çoğu öğrenme ve alıştırmayla geliştirilebilir.

İleri yaşlarda davranış kalıplarının değiştirilmesi zor ya da imkansızdır. Mümkün olsa bile, kişi becerilerini kullanacağı alanı ve zamanı yitirmiştir.

Buna karşılık çocukluk ve ilk gençlikte kazanılan tepki biçimleri ve beceriler yaşam boyu sürer, bu nedenle duygusal zekanın geliştirilmesi en iyi fırsatın çocuklu dönemi olduğu söylenebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Bedensel değil beyin kaynaklı bir hastalık olduğu vurgulanan depresyon, trafik kazalarından sonra ölüm sebebi olarak ikinci sırada yer alıyor. Depresyonlu kişilerdeki intihar riski oranı yüzde 15'e kadar ulaşıyor.



Depresyonlu hastanın yalnız kendisine değil, çevresine de zarar verdiğini belirten uzmanlar, aile fertlerinin ve yakın çevrelerinin de aynı olumsuzluklardan etkilendiklerini söylüyor. Solvay İlaç'ın davetlisi olarak geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bulunan dünyaca ünlü Psikiyatr Prof. Dr. Joseph Zohar, depresyonun beyinden gelen bozukluk

olduğuna vurguladı ve dünya kongresinde de kabul edilen "beş eksen" yöntemi ile tedavi edilmesi gereğine dikkat çekti.


Beyinden kaynaklanan bir hastalık olan depresyonun mantıklı olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Zohar, "Bir kişi depresyondaysa vücut fonksiyonları normaldir, ama depresyon nedeniyle bunları çalıştıramaz. Buna karşılık tedavi de görmek istemez. Genellikle ilaçların bağımlılık yapmasından korkuluyor, ama bu eskidendi. SSRI grubu ilaçlar bağımlılık yapmıyor. Ailede hipertansiyonu olan bir kişi nasıl kendi kendisine tansiyonunu düşüremezse, depresyon da kendi kendisine tedavi olamaz. Bu, eğitimle, ailelerin kabulü ve yönlendirmesiyle çok yakından ilgili" dedi.


Beş eksen yöntemiyle yapılacak tanı ve tedavinin, depresyonlu hastayı kısa dönemde eski hayatına geri döndürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Zohar, şöyle devam etti:
"Ama depresyonu bir sıkıntı hali gibi görüp geçmesini beklemek, daha ağır kayıpları beraberinde getirir. Depresyonda intihar riski yüzde 15'e kadar çıkıyor. Dünyada her yıl 80 bin kişi depresyon nedeniyle intihar ediyor. Depresyon yüzünden yaşam kalitesi düşüyor, işgücü kayıpları 5-6 kat artıyor. Dünyada depresyon geçiren hastaların ancak beşte birini tedavi edebilir durumdayız. Bu oranı yükseltmemiz gerekiyor."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Günümüzde bitki çaylarının önemi her geçen gün artıyor.. Aktarlarda ya da poşetle satılan çayları bilinçli tüketmek çok önemli. İşte çayların faydaları..
Adaçayı

Sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir, mide bulantısını keser. Nezle ve boğaz ağrılarına iyi gelir. Mikrop öldürücü özelliği vardır. Zihni açar, uyarır. Doğal östrojen içerdiği için, menapoz döneminde ve hamilelikte tavsiye edilir. Ayrıca astım hastaları için yararlıdır.


Ihlamur Çayı

Öksürüğe iyi gelir, solunum yollarındaki mukusları temizler. Bronşit ve solunum yolu problemleri için faydalıdır. Gevşetici, sakinleştirici ve terletici özellikleri vardır. Uyku verir. İştah kesicidir.

Isırgan Otu Çayı

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Yüksek oranda demir içerdiği için kansızlığa iyi gelir. İnsüline bağlı olmayan şekeri ve anne sütünü arttırır. Romatizmalara iyi gelir.

Kuşburnu Çayı

Isıya uzun süre dayanıklı C vitamini içerir. Vücudu kuvvetlendirir. Hemoroide, gribal enfeksiyonlara, kolesterole, yorgunluğa, varislere, romatizmaya ve dolaşım bozukluklarına karşı yararlıdır. Etkin bir kan temizleyicidir. Kahverengi yağ hücrelerinin metobolik hareketlerini arttırarak depolanmış sarı yağın yakılmasını hızlandırdığından, kilo kontrolüne yardımcıdır.

Melissa Çayı

Sinir sistemi dengeler, antideprasandır. Sakinleştirici etkisinin yanı sıra, tansiyon düşürücü ve idrar söktürücüdür. Yatıştırıcı özelliğinden dolayı aynı zamanda spazm önleyicidir. Sindirime yardımcıdır.

Nane Çayı

Mide ile ilgili problemlerde (sindirim sistemi rahatsızlıkları, ishal, bulantı ve kusma gibi) rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkisi vardır. Ayrıca, kalp ritm bozukluklarına, başağrısına, ateşe iyi gelir. Enerji vericidir.; yorgunluğu giderir, hafızayı kuvvetlendirir.

Papatya Çayı

Sakinleştirici ve rahatlatıcıdır. Sinir sistemi problemlerine bağlı huzursuzluğa, uykusuzluğa; ayrıca hazımsızlığa, gaza, mide spazmına ve kramplarına iyi gelir. İştah açar ve idrar söktürür. Özellikle çocuklarda, sinire ve gerginliğe bağlı mide problemlerinde rahatlıkla kullanılabilir. Yaraların iyileşmesini hızlandırır; ağızda çıkan yaralar ve egzema için tedavi edicidir.

Rezene Çayı

Hazmı kolaylaştırıcıdır. Sindirim sistemini rahatlatır, gaz ve kolit problemlerine iyi gelir. Özellikle metobolizması yavaş çalışanlara önerilir.

Sarı Kantaron Çayı

Antideprasandır. Stress ve uyku düzensizlikleri, mevsim değişikliklerinde ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıkların yanı sıra, safra kesesi problemlerine de iyi gelir. Virüs kaynaklı enfeksiyonlarda tavsiye edilir.

Yeşil Çay

Kansere karşı koruyucu etkisi olduğu söylenmektedir. Alerji semptomlarını engelleyicidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Güne zinde başlamak için en etkili yol, karbonhidrat açısından zengin bir kahvaltı ve sabah sporu. Sabah kalktığınızda önce güzel ama hafif bir kahvaltı yapın. Enerjinizi tekrar kazanmak için önce sağlıklı bir şeyler yiyin. Aksi takdirde vücudunuz, yağ depolarına saldıracaktır. Dolayısıyla kahvaltı yapmadan egzersize başlayan, hele bir de işe gitmeye kalkışan kişiler bütün bir gün boyunca istediği başarıyı elde edemez. İşinize konsantre olmada zorlanmamak ve daha zinde bir gün geçirmek için güzel bir kahvaltıdan ve egzersizden daha kolay ne olabilir ki?

Uzmanların belirttiğine göre, en ideal kahvaltı, karbonhidrat açısından zengini olanı. Örneğin mısır gevreği, yulaf, meyve veya kepek ekmeğiyle yapılmış bir sandviç yiyebilirsiniz. Bu arada yeterince sıvı tüketmeyi de unutmayın. Gerçi bilimsel olarak sebebi açıklanamasa da, sabahları su ihtiyacımız, günün diğer saatleri kadar fazla olmuyor. Ancak vücut, sabahları beyne, suya ihtiyaç duyduğu sinyalini göndermediği için yeterince sıvı tüketmiyoruz. 'Sıvı'dan kastımız sadece kahve veya çay değil. Ayılmak için bir bardak çaya ya da bir fincan kahveye hayır demeyiz, ama tüm sıvı ihtiyacınızı da bunlardan karşılamaya kalkmayın. Bu tür içecekler yerine meyve suları ya da soda için. Bitkisel çaylar da uzmanların önerdiği içecekler arasında yer alıyor.

Uzmanlar, sabahları yapılacak egzersizlerin de, kalp ve dolaşım sistemini aktive ederken metabolizmayı da güçlendirdiğini bildiriyor. Uzmanlar ayrıca, egzersiz yapmanın, günün zorluklarına karşı daha da hazırlıklı olmayı sağladığını kaydediyor.

Özellikle uyuşukluktan ya da çok yatmaktan dolayı oluşan sırt ağrılarından şikayetçi olanların, sabah jimnastiğiyle daha dinamik olacağını ve şikayetlerinden kurtulacaklarını vurgulayan uzmanlar, "Çünkü sabah jimnastiği aynı zamanda kas ve eklemleri de harekete geçiriyor" diyorlar.__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Normal erişkin insanların en az % 45'i zaman zaman horlamaktadır. % 25'i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.

Ağız ve bunun arkasındaki hava yolunda darlık olduğundan ortaya çıkan gürültü biçimindeki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.

1) Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırüstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol ya da ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazın da gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.

2) Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapılabilmektedirler.

3) Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.

4) Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollaps olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece alerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horlardığı izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir.Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonlarından en sık rastlanılanıdır.

Horlamanın birçok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralanan önerilere uyulmalıdır.

1) Kas tonusu artırmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.

2) Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen alerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.

3) Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.

4) Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.

5) Aşırı yorgunluktan sakınmalı.

6) Uykudan sırtüstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmelidir. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metottur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.

7) Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınızı yaklaşık olarak 10s cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınızın bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.

8) Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyınız. Her pozisyonda horlayan kişiler 'ağır horlayan' olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyacı vardır__________________
PHP- Kodu:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:49 am

Reflünün en fazla görülen semptomu mide yanmasından milyonlarca insan gibi şikayetçi iseniz, sağlığınızı iyileştirmek ve hayat kalitenizi yükseltmek için yapacağınız şeyler vardır.

1. Baharatlı ve asitli yiyeceklerden, çikolata gibi yağlı gıdalardan, trunçgiller ve meyve sularından kaçının.

2. Çay, alkol, kolalı içecekler ve hatta kafeinsiz kahve alımlarınızı sınırlayın

3. Kilonuza dikkat edin. Fazla kilolarınızdan kurtulun. (Aşırı kilolu olmak karın içi basıncını bastırır ve bu da reflüyü arttırabilir.)

4. Aşırı yemek yemeyin. Her zaman ölçülü yiyin.

5. Sigarayı bırakın veya en azından azaltın.

6. Yemekten sonra hemen spor yapmayın.

7. Çok sıkı kemer takmayın ve dar kıyafetler giymeyin.


8. Yatmadan evvel atıştırmayın. Yemeklerinizi yatmadan en az 3-4 saat önce yiyin.

9. Yatağınızın başucunu yükseltin veya ilave yastık kullanın.

10. Haftada 3 veya daha fazla antiastit alıyorsanız, doktorunuza başvurun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:50 am

Uzmanlar uyarıyor: "Toplu sünnetler riskli"

****** Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bedii Salman, uygun şartlarda bir sünnetin 30-45 dakika arasında sürdüğünü belirterek, ''Toplu sünnetlerde ise yüzlerce çocuk bir günde sünnet ediliyor'' dedi.
Prof. Dr. Salman, sünnetin steril ortamda yapılması gerektiğine dikkati çekerek, toplu sünnetlerde bu tür uygun şartların sağlanmadığını, bunun da çeşitli tıbbı sakıncaları bulunduğunu söyledi. Salman, toplu sünnetlerin ardından karşılaşılan problemlerin başında kanamaların geldiğini bildirdi.
Kan hastalığı olan çocukların da bu tür törenlerde sünnet ettirildiğine işaret eden Salman, ''Bu tür kan hastası olan çocukların sünneti mutlaka hastanede uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Ama toplu sünnetlerde bu gözden kaçıyor ve daha büyük sağlık problemlerinin yaşanmasına neden olabiliyor'' diye konuştu.

EN SAĞLIKLI SÜNNET HASTANEDE
Koterle sünnet yapılmasının sağlıklı olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Salman, sağlıklı sünnetin hastanelerde yapıldığına ifade etti.
''Sünnet ameliyathane koşullarında, steril ortamda ve genel anestezi uygulanarak yapılmalı'' diyen Salman, şöyle devam etti:
''Hastanelerde yaşanacak yoğunluk ve ailelerin genel anesteziye karşı çıkması nedeniyle sünnetler en ideal şekilde yapılmıyor. Hastanelerimizde genellikle lokal anestezi uygulanarak sünnet yapılırken, bu tür sağlık giderinin de devlet tarafından karşılanmaması nedeniyle ebeveynler ortaya çıkacak 150-200 milyon liralık fatura nedeniyle çocuklarını hastanelerde sünnet ettirmiyorlar. Çocuklarının sağlıklı sünnet edilmesini isteyenler hastaneyi tercih etmelidir.'' Salman, sünnet işlemi için hastanelerde yaz aylarında belirli günlerde özel odaların ayrılmasını önerdi.
Birçok çocuğun sünnet hakkında yanlış bilgilendirildiğini ve korkutulduklarını ifade eden Salman, ''Çocukların birçoğu sünnetten korkmaktadır ve stresini yaşamaktadır. Sünnet için en uygun yaş 0-3 arası ve 7 yaş sonrasıdır. 3-7 yaş arasındaki çocuklar da yanlış bilgilendirme nedeniyle sünnet konusunda stres yaşıyor'' diye konuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:50 am

Yaz mevsimi gıda, zirai ilaç ve alkol zehirlenmelerinin en fazla görüldüğü mevsim olarak kabul ediliyor. Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun şartlarda saklanmayan et ve deniz ürünleri, bozulma riski en yüksek gıdalar arasında yer alıyor. Sıcak yaz günlerinde yiyeceklerin hazırlanması sırasında temizlik kurallarına gereken özenin gösterilmemesi de zehirlenme vakalarına yol açıyor.


Acıbadem Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Koptagel İlgün, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, gıda ve içeceklerin enfeksiyona yol açan mikroorganizmalarla veya zehirli maddelerle bulaştıklarında zehirlenmeye sebep olduklarını belirterek, "Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk ve diğer kümes hayvanlarının etleri ile hazırlanan yiyecekler, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun koşullarda saklanmayan etler, deniz ürünleri, bozulma riski yüksek yiyeceklerdir. Bunların yanı sıra yenilmemesi gereken mantar gibi bir bitkinin tüketilmesi de gıda zehirlenmesi tablosunu ortaya çıkarabiliyor" dedi.


Yiyecek ve içeceklerin saklanması, hazırlanması ve sunulması aşamalarında uygun sağlık şartları olmamasının gıda zehirlenmelerini önemli sorun haline getirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Koptagel İlgün, şunları söyledi:


"Kişisel temizliğe özen gösterilmemesi ve kirli sular, gıda zehirlenmelerine neden oluyor. Gıda zehirlenmelerinin belirtileri, tabloya yol açan bakterinin özelliğine göre değişiyor. Ancak pek çoğunda bulantı, kusma, ateş, karın ağrısı, kanlı ishal ile seyreden belirtiler gözleniyor."

Prof. Dr. İlgün, gıdaların henüz çiğ olduğu dönemde hijyen kurallarına sıkı biçimde uyulmasının, enfeksiyonun önlenmesinde alınacak en etkili tedbir olduğunu vurgulayarak, "Bunların yanı sıra canlı hayvanların hastalıklardan korunması, hasta ya da taşıyıcı hayvanların yok edilmesi, insanlar için zehirli düzeylere ulaşabilen ilaçların hayvanlara verilmemesi, kesim işlemlerinin yapıldığı yerlerin de temiz olması gerekiyor" dedi.


Prof. Dr. Koptagel İlgün, pişmiş gıdaların, yeteri kadar soğuk olan dolaplarda saklanmadan tekrar tekrar ısıtılarak yenmesinin de, kalabalık kitlelerin gıda zehirlenmesindeki en önemli sebep olduğunu hatırlattı.


Yazın, tarım ilaçlarına bağlı zehirlenmelerin de arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Koptagel İlgün, "Tarımsal ilaç zehirlenmeleri, ilaçlama yapan kişilerde görülebildiği gibi, ilaçlama yapılan yere yakın olanlarda da görülebiliyor. Rüzgarın etkisiyle dağılan ilaçlı havayı soluyanlar etkilenebiliyor. Özellikle, tatil nedeniyle gidilen yörelerde ve kırsal kesimde dalından koparılarak yıkanmadan yenilen bir meyvenin ilaçlı olabileceği dikkate alınmıyor. Bu da tarım ilacı zehirlenmelerine neden olabiliyor. Her sebze ve meyve mutlaka iyice yıkandıktan sonra yenilmesi gerekiyor" diye konuştu.

ZEHİRLENMEDE İLK MÜDAHALE
Prof. Dr. İlgün, zirai ilaç zehirlenmeleri riskini en aza indirmek için, ilaçlama yapanlara da görev düştüğünü ifade ederek, "Bunlar, ilaçlama yapmadan önce çevreyi bilgilendirmeli. Evcil hayvanlar uzaklaştırılmalı. İlaçlar, yiyeceklerden uzakta ve kilit altında korunmalı. Zehirlenme halinde kullanılan ilacın adı ve kullanım talimatnamesi ile derhal hekime başvurulmalı. Zehirlenen kişi hekime ???ürülürken yan yatırılmalı, yüzü açık tutulmalı, varsa takma dişleri çıkarılmalı, ilaç bulaşmış giysileri çıkarılmalı, cildi, yüzü bol su ile yıkanmalı. Ağız yoluyla zehir alındıysa, hasta kusturulmalı" dedi.


Alkol zehirlenmelerinin de yazın sık görülen sağlık sorunları arasında yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Koptagel İlgün, "Özellikle tatil ortamı, bir tür toksik madde olan alkolün aşırı tüketilmesine yol açabiliyor. Alkol zehirlenmeleri, merkezi sinir sistemi bozukluğu ve ağır mide tahrişi şeklinde ortaya çıkıyor. Bulantı, kusma, gözbebeği genişlemesi, konuşma bozukluğu ve denge kaybı görülüyor" diye konuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
AzraiL
Site Sahibi
Site Sahibi
AzraiL


Erkek
Mesaj Sayısı : 5051
Yaş : 34
Kayıt tarihi : 17/04/07

Özellikler
Rep:
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Left_bar_bleue1907/1907Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty_bar_bleue  (1907/1907)

Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 Empty
MesajKonu: Geri: Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]   Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi] - Sayfa 3 EmptyC.tesi Kas. 10, 2007 10:50 am

ABD eski Başkanı Ronald Reagan'ın ölümü üzerine Alzheimer konusu yeniden popülerlik kazandı. Health Day News gazetesi, bu konuda önemli bir gelişmeyi haber verdi.


Habere göre Howard Hughes Tıp Enstitüsü bilim adamları, Alzheimer hastalarının hafızalarının bir kısmının bozulmamış olarak kaldığını bildirdi.


Alzheimer hastalığının ilk safhalarında hasta, çok sevdiği bir insanı ya da önemli bir olayı unutmuş olsa bile, hafızanın hala ezberleme yeteneğine sahip olduğu bildirildi.


Bu açıklamanın ardından, alıştırma ve rehabilitasyon programlarının, idraki kolaylaştırması açısından önem kazanacağı bildirildi.
Bilim adamı Randy L. Buckner, Alzheimer hastalarının bozulmamış beyin hücrelerinin sayısı, umduklarından daha fazla çıktığını söyledi ve konuşmasına şu sözlerle devam etti:


"Bu konuda son gelişmeler göze alındığında, eğer hastaların sinir sistemini çeşitli sorularla ve hatırlatmalarla çalışır düzeyde tutarsak, beyin faaliyetlerini yükseltme şansımız var"


Araştırmada, Alzheimer hastalığının ilk evrelerinde 24 yaşlı hasta, 33 sağlıklı yaşlı yetişkin ve 34 genç yetişkin kullanılıyor.


Araştırmacılar, bu 3 grubun hafıza kabiliyetlerini kıyaslayarak çalışmalarını sürdürüyor. Her grubun üyelerine bir dizi kelimelerden biri gösterilerek, bunun "canlı" olup olmadığı soruluyor.


Buckner, her 3 grubun cevabı vermede hız kazandığını bildirdi. Denekler'in beyni Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) cihazı tarafından taranırken, sorulara cevap veriyorlar.


Buckner, sevindirici olan şeyin, beynin ön kabuğunun bu işlem sırasında yoğun çalışması olduğunu söyledi ve böyle bir sonucu beklemediklerini, bu sayede Alzheimer hastalarının beyin hücrelerinin hasar gördüğü bölgelerde de, hasarsız bölgelere bağlı olarak hafıza faaliyetleri gördüklerini sözlerine ekledi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www2.forumzen.com
 
Bilmemiz GerekenLeR[Sağlık Dersi]
Sayfa başına dön 
3 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3
 Similar topics
-
» Norm - Rap Dersi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FRM34 :: Sağlık :: Saglık Bilgileri-
Buraya geçin: