FRM34
|
|
| Şiirler | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:34 pm | |
| Ayrılık, Sustalı bıçağını çekmişti bir kere Saat… 04 Sokak lambası altında konuşuyor iki kişi Ölüm an kadar yakın duruyor zulam da Şu dar kapıyı bir açabilsem Görünmez duvarları yıkacağım gözlerinde Bu sokağı geçeceğim Çaresi yok boydan boya Buz kesiyor günler yine beyaza Bir sevdayı gömeceğiz birazdan Mor sümbüllü dağlara
Gitme bu istasyondan İlk giden sen değilsin Geriye dönmez bir daha gidenler Eşkıya olur yüreğin dağlarda Gitme kaybolursun yollarda
Gitme Bu istasyondan ilk giden sen değilsin En kazanılmaz savaşlarda kaybettim ben seni Geriye dönmez ihanetler… Hiçbir zaman sönmez dağ ateşi Bir kere közlemişse kuytularda
Gitme Sabıkalı olur yüreğin yasakçı akşamlarında Gitme… Kaybolursun varoşlarda… | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:34 pm | |
| kimileri /vatandaş kimileri /vatanda bir taş
kimileri /Karun kadar/ zengin kimileri/ şiirin dizelerinde | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:34 pm | |
| Kadınım-3
bir gün gidecek güz yağmurlarıyla gelecek o kadın bu kalbe girecek sevdikçe o kalbim hüzünlenecek | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:35 pm | |
| bir sabah uyandı kuş sesleriyle kadınım yüzü bana dönük bakışlarında bin bir çiçek mis kokuyor ela gözlüm okşadıkça saçlarını bensiz galesiz beklerim onu sevdim çaresiz | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:35 pm | |
| SONU ÖLÜM AŞK
Bu aşkın sağı ölüm Bu aşkın solu ölüm Yok hiçbir çare Bu aşkın sonu ölüm... | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:39 pm | |
| KİM KİMİ SEVER?
Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı, Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu, Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever... Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı, Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever... Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı, Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever... Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru, Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı, Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever... Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği, Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı, Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever... Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu, Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı, Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever... Mektup pulu, zampara dulu, Tanrı kulu sever de.. Ya Sen ? | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:40 pm | |
| Aşk ve arkadaslik bir gün yolda karsilasirlar, ask Kendinden emin bir sekilde sorar; ben senden daha candan ve daha yakinim sen niye varsin ki bu dünyada? Arkadaslik cevap verir: "sen gittikten sonra Biraktigin gozyaslarini silmek için...." der. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:43 pm | |
| sevmek.. dedim.. yoluna ölmek.. dedi.. yol.. dedim.. alip basini gitmek.. dedi.. gitmek.. dedim.. bir "ahh" çekip.. dostlardan ayrilmak.. dedi.. dost.. dedim.. durdu.. bana bakti.. dost.. diye mirildandi.. yüregime.. nasil koysam bilemedigim.. dedi.. yürek.. dedim.. dünyalari içine sigdiramadigim.. dedi.. dünya.. dedim.. hayatin bir yüzü.. dedi.. yüz.. dedim.. ardinda ne gizli bilemedigim.. dedi.. giz.. dedim.. hep çözmeye çalistigim.. dedi.. çalismak.. dedim.. bitmeyecek öykü.. dedi.. öykü.. dedim.. binlercesini içimde gizliyorum.. dedi.. gizlemek.. dedim.. iste.. her seyin bitimi.. dedi.. sey.. dedim.. sevda.. dedi.. sevda.. dedim.. pesinden kostugum.. dedi.. kosmak.. dedim.. hayat bir maraton.. dedi.. hayat.. dedim.. öyle kisa ki.. dedi.. niçin kisa?.. diye sordum.. yasanacak çok sey var.. zaman yok.. dedi.. yasanmasi gereken ne var?.. diye sordum.. ask.. dedi.. kaç kere?.. diye sordum.. bin kere.. dedi.. milyon kere.. neden.. bir kere degil?.. diye sordum.. bütün asklarin toplami.. en yüce ve tek ask.. dedi.. önce ona.. varsan olmaz mi?.. diye sordum.. keske olsa.. dedi.. ama önce.. yogrulmak gerek.. ACI çekmek mi?.. diye sordum.. evet.. ask ACISINDA.. yok olmak.. dedi.. yok olunca.. dedim.. iste gerçek askta.. o zaman..yasamaya baslarsin.. dedi.. gerçek ask..dedim.. büyük O.. dedi.. durdum.. durdum..ve sustum.. neden sustun?.. diye sordu.. yüregim.. titredi sanki.. dedim.. neden?.. diye sordu.. bilmiyorum.. dedim.. büyük O.. evet.. dedi.. büyük O.. nerede?.. diye sordum.. her yerde.. dedi.. nasil?.. diye sordum..yüregini aç.. dedi.. yüregimi açmak.. dedim.. bir tebessümle bak.. her seye.. dedi.. tebessüm.. dedim.. her kapinin anahtari.. dedi.. kapi.. dedim.. girmeden.. bilemezsin.. dedi.. ya korku.. dedim.. bilinmeyenden.. korkar insan.. dedi.. ben bilmiyorum.. dedim.. neyi?.. diye sordu.. ben'i.. dedim.. sen kimsin?.. diye sordu.. ben kimim?.. diye sordum.. sevgiyle beslenensin.. dedi.. kimin sevgisiyle?..diye sordum.. büyük O'nun.. dedi.. durdum..durdum.. yine sustum.. kimsin?..diye sordum.. SEN'im.. dedi.. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:43 pm | |
| bir yazi.. yazacagim sana.. içinde gece olacak.. yalnizlik olacak.. birde sen olacaksin.. gece.. yalnizliga bulanmis olacak..yalnizlik.. yaldizli karanliklara.. sen.. yaldizli karanliklarda.. bir yildiz olacaksin.. bir yazi.. yazacagim sana.. içinde yaldizlara bulanmis.. yalniz gecede.. sen parlayacaksin.. bir yazi.. yazacagim sana.. içinde gölge olacak.. gerçek olacak ve sen olacaksin.. gölgeler.. hayatin kendisi olacak.. gerçek.. gönül renginde kafdagi.. sen kafdagina varmadan.. elde ettigim.. en güzel tesadüf olacaksin.. bir yazi.. yazacagim sana..içinde gölgeler kadar gerçek.. hayatimin en güzel tesadüfü.. sen olacaksin.. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:43 pm | |
| KAVUŞURSAK BİTERİZ BİZ
Kavuşursak biteriz biz, Biz mutlu sonlar katiliyiz. Kavuşursak biteriz biz. Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz. Herkesin bildiği bir aşk, Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz. Belki biraz serseri, Belki biraz deliyiz, Ama kavuşursak biteriz biz. Pervane böceğinin mum alevine sevdası Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz Yanar ama su içmeyiz Etrafında döner, ateşle dansederiz. Bize kimseden zarar gelmez, Biz zararı ancak kendi kendimize veririz. Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz. Biz artık biz değiliz. Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde Ama bedenen kavuşursak biteriz biz. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir, onu söyleriz, Kavuşursak biteriz biz. İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz, Dokunursak kanar ellerimiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. İstedeğimiz zaman gelip, İstediğimizde gidemeyiz. Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz. Ne bir filmdeki mutlu son, Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz. Sadece özlemle severiz, Ve kavuşursak biteriz biz. Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık. Artık her aşk her ağızda sakız. Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız. Belki ayrı şehirlerdeyiz, Ama her gece aynı mehtapta buluşur, Yağmur yağarsa, çıkar, Aynı yağmurun altında ıslanırız. Bu aşkı ancak biz biliriz. Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar, Mektupları suya yazarız. Biz belki ayrıyız, Ama her gün aynı geceyi sabahlarız. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir onu söyleriz. Kavuşursak biteriz biz. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:45 pm | |
| BEKLİYOR YAŞAM
Hep aynı şiiri söylerim Şimdi de bir öncekinin benzeri-
Ormanda yukarı dal sürdü ağaç Kökleri sıvama ayrık otu Korkusunu gizler kendi kendinden Yüzük geçmiş gibi parmaklarına Işık içinde mineli bir yüzük Dokunur gökyüzüne umutla
Geceyle birlikte yorgun bir rüzgar Doğum öncesinden yalnız Yükünü boşaltır artık sabaha Daha yaprak dalda uyanmadan Açmadan kuşlar kanatlarını Eksik bir çiçektir orada bahar. O bahar ki hiç bilmez, Yanmıştır suda gövdesi Yırtılmış kayaların bıçaklarıyla Üşüyünce nasıl tüy değiştirmiş Nasıl acıyla kıvranmış ağaç.
O tepede açmadan başını daha Ay kuşağı dolanır karanlığına Bir salkım kuştur ağaç Karışır ona sesim
İlk ateş düştüğünde, o gidenlerin ilk ateşi Sıyrılır gövdesinden Başsız ve sonsuz bir ırmak artık Çarpa çarpa döver kıyılarını
Yaprağa gömülmüş duyarlığımız Çözülmemiş bir yazıt ahşap gövdesinde Sanki bir kozalak patladı patlayacak İncecik damarlarıyla yaşam Yapayalnız bir sözcük Bekliyor ağzımızda | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:45 pm | |
| AYNALARIN ÖTESİ
Her ne kusur varsa geçen zamanda; Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda, El olur Leylalar ela gözlü yar
Güzel açar güzelliğin sergisin Gün ağartır kara saçın örgüsün... Muhabbet faslında ölüm türküsün Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar
Estikçe iş çıkar işin içinde; Gençliğin hasret yer sevda göçünde Bilmez misin, dört mevsimin üçünde Kar olur yaylalar, ela gözlü yar
Alı al, yeşili yeşilde ara; Ahirete gider kalbdeki yara... Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara, Dökülen ayvalar ela gözlü yar
Vakit dolar, nakit biter kasanda... Sevda bir kitaptır gönül masanda; Okusan da olur, okumasan da... Kapanır sayfalar ela gözlü yar | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:45 pm | |
| BİR ALBÜMDEN RESİMLER
Okunmuş toprak Çocukluğumun resmi Sargıdan görülmüyor Boynumda köstebek izleri.
Lise son sınıf Gençliğimin resimleri Gülümseyen arkadaşlar Neydi isimleri?
Kuytu köşe, kitaplar Gömüldüğümün resmi: Yüksek okul, bir onuru korumak Habersiz çekilmişti.
Sonra her şey değişti Yolum bir ormana düştü Gür otlar, çalı, ceylan Vurulan ben oldum, bu onun resmi.
Bunlar da ellerim yazgı çizgi Derken tenha bahçe Biraz dinleneyim dedim Kovulduğumun resmi. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:45 pm | |
| BEN SENİN EN ÇOK
Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim Güçsüze merhametini, zalime direnişini Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni... | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:45 pm | |
| ALTINCI MEKTUP
Bir gün bir yalnızlığa düştüm yine. Başımı ellerimin arasına aldım, sessizce ağlamaya başladım . Önümde yarıya gelmiş bir konyak şişesi 'beni iç' diye fısıldıyordu, 'beni iç'. Sonra yalvarmaya başladı: 'Ne olur' dedi 'ne olur haydi iç beni'.
Bir bardak doldurdum, tepeme diktim . Şişe rahatladı, sustu. Hani ellerimiz birbirine değince nasıl oluyorduk? İşte öyle oldum . Hani bakışlarımız buluştuğu zaman, bir başka türlü atması vardı yüreklerimizin. Onu hatırladım .
Sonra bir tren hareket etti. Sabahtı. Karşıkarşıyaydık . Konuşuyorduk. Ben sevmek diyordum durmadan. Gözlerim gözlerine soruyordu: 'seviyor musun?' diye. Hep evet diyordu gözlerin, ellerin, dudakların hep evet diyordu. Oysa ki, bir çok hayır diyen insan vardı çevremizde. Örneğin: bir çocuk hayır, diyordu, bir kadın, bir adam ve bir başkası, bir başkası hayır diyordu. Hayır'lar arasında ezilmeğe mahkûmdu evet'lerimiz .
Tren ilerliyordu. Gözlerin gözlerime soruyordu ne olacak diye. Sigara üstüne sigara yakıyordum, kadeh kadeh içki içiyordum, fakat bilmiyordum ben de ne olacağını. Bizi sürükleyen bir akıntıydı. Durduramazdık onu, hükmedemezdik ona. Bir anafora rastlayıp yok oluncaya kadar akıp gidecektik işte. Peki anafor nerdeydi? Uzak mıydı? Belki çok yakındı kimbilir. Biz onu göremiyecektik. O, gözlerimizi kör ettikten sonra saracaktı bizi buz gibi kollarıyla.
Tren ilerliyordu. Pencereden deniz görünüyordu. Denize akşam güneşi vurmuştu. Renk renk kayıklar gördük kıyılarda. Denize taş atan çocuklar gördük. Uzakta bir balıkçı ağlarını topluyordu.
Ve tren ilerliyordu. Kadere yaklaşıyorduk . Bir alacakaranlık bastı zamanı. Gözlerim gözlerindeydi. Ellerini tuttum, titredin. Acı acı bir düdük öttü. Bir şeyler koptu içimizden.
Sonra tren durdu, indik, yollarımız ayrı ayrıydı. Şimdi, o gün verdiğin yalnızlığı yaşıyorum . | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:46 pm | |
| BENİM KORKUM ÖLÜM DEĞİL
Geçen gün senin yanında aklıma ölümüm geldi Sensizlik bir mızrak gibi saplandı kalbime O son anı hatırladım, o seni koyup gidişimi İlk defa bu kadar üzüldüm dünyaya geldiğime
Ölüm! Kaçınılmaz sonuç, o soğuk kelime Bir gün ucuz bir fahişe gibi koynuma girecek Yüzümde gezinecek pis ve iğrenç elleri Korkudan büyümüş gözlerimde hayaller can verecek
Biliyorum, üzüleceksin, ama ölüm bir gerçek Bir yerde sevişmek gibi, bir yerde yaşamak gibi Ne hazin sıcaklığımızın bizi terketmesi Ve yüzümüze birbiri ardınca kapanan kapılar
Er geç uzanır bir el, son kampanayı çalar Anlarız kaçınılmaz anın geldiğini Şehre bir bomba düşmüş gibi aynalar, camlar kırılır İnsan arar da bir türlü bulamaz güzelliğini
Kimse benim kadar bilemez ölümün rezilliğini Seni koyup gitmenin hüznünü ben anlarım Çünkü ben sende buldum kendimi, sende sevdim Senin yanında seninle değerlendi zamanlarım
Ne acı gün kadehlerin boş kalması, şarkıların yarım Mevsimlerin birbiri ardınca bir anda bitivermesi Ansızın toprakla dolması gözlerimizin Kanımıza o çirkin böceklerin girmesi
Kimbilir ölüm bir çilenin sona ermesi Belki güzeldir, şu sefil dünyaya boş gözlerle bakmak Ne çare ki sen varsın, o dünyada sen varsın Benim korkum ölüm değil, seni yalnız bırakmak | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:34 am | |
| SEVEBİLME İHTİMALİ
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim
Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:34 am | |
| gökyüzünde süzülen bir kuş gibi uzaklaştıkça kendimden yakınlaşıyorum | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| Bin bir gece masallarında Zümrüdü Anka kuşuyuz biz ikimiz Her yok oluşunda ruhlarımız Yeniden doğacak Leyla ile mecnunun küllerinden aşkımız
Uykuların kaçar bir gece vakti Ayazını teninde hissedersin mesafelerin Yüreğin titrer yalnızlıktır donduran kanını Gözlerin bir gündoğumuna kenetlenir Yüzünü görür gibi olursun onun karşında Ama nafile an gelir çorap söküğü gibi sökülür Dökülür acı gerçekler birer birer önüne
Tuvale hapsedilmiş gözlerim Senin hüzünlerinle doluyum Gidersen ırmaklar gibi susarım sana Zamansız depremlerle yıkılır hayallerim
Sen baharların gece yosması Yüreğim durmaz benim olmadan Serseri bir rüzgâr savurur saçlarını Kırmızı mumlar diktiğin aynalı odalarda Tarumar olur talan yorgunu yüreğim Uzanırım ölüm gibi sensizliğin kollarına Biz iki sevda sürgünüyüz duyguları kelepçeli Ne yürüyebiliriz nede koşabiliriz birbirimize Ayaklarımızda pranga yaşarız Kaf dağının ardında
Bin bir gece masallarında Zümrüdü Anka kuşuyuz biz ikimiz Her yok oluşunda ruhlarımız Bil ki yeniden doğacak Leyla ile mecnunun küllerinden aşkımız | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| Söyle biz miydik o, yatağına sığmayan Nehirler gibi coşkuyla akan İki doru at gibi dolu dizgin gecelerde Yağmura hasret toprak gibi yanan
Biz değil miydik bütünleşmek için En derin uykulardan vazgeçen Sabahın ilk ışıklarına kadar delice sevişen Bir dilim ekmeği, bir bardak suyu paylaşan Ve birbirimizi koruyup, kollayan Biz değil miydik, öpüp koklamaya doyamayan
Ne oldu bize söyle, neden savrulduk böyle Şimdi iki deniz feneri gibi, uzakta ve yalnızız Sudaki nilüferler gibi temizdi, oysa aşkımız | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| paslı bir çiviydi batan yokluğun tenime bu akşam yine yine bu akşam biliyorum kirpiklerimde yorgun bitkin bir geceyle sabahlayacağım sensizliğin kollarında
ve karanlığın en aylak saatlerinden süzülüp düşeceğim gözlerinden bir intihar gibi gecenin ortasına yalnızlığım parçalanacak zaman kırılacak etrafımdaki tüm duvarlar yıkılacak
ve bir güneş doğacak bu sabah yine yine bu sabah biliyorum bir güneş daha doğacak sensizliğin doruklarından gözyaşlarım üstüne
paslı bir çiviydi batan yokluğun tenime ve ben yokluğunla biraz daha hiç olduğum gecelerde sabahlıyorum gözbebeklerinde sessizce… | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| bu kadar derinden bakma öyle daha adını bile bilmiyorum? keçiboynuzlu bir güz geliyor yün eğirecek çorap örecekmiş başımıza... | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| terkedilmiş bir adresin çaresiz çığlıklarıdır sahibine ulaşmamış mektuplar yaralı bir kuşun intiharıdır duvarda kaybolmalar mutluluk kuş sesinde gizlenir belki de kim bilir
geniş bozkırlardan sürüyle gelir bazen düşlerim karanlık basınca şehri manastıra kapanmış rahibeler beni beklemesin işim var bu gece demirci ustasının örsünde ezildikçe tahammülü öğrenecek yüreğim sensiz gecelerde senle | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:35 am | |
| bu şehir / geniş zamana taşır bilmediğin bir suskunluğu seninle sen şehri seversen / senindir tüm mevsimlerde
farz et ki deniz kenarındasın hüzünlü bir şarkıdır dalgaların sesi kulaklarında ılık bir yaz gecesi sardığında usulca şehri yani demek istiyorsun ki sevmek çok güzel seni düşündürdüğümde gözlerine hazan çalardı rengini gün yanığı ikindilerin
farz et ki kar yağan gecelerde /sevişiyoruz şehir beyaz bir gelinliği kuşanır sabaha turuncu bir ay doğardı evlerin üstünden sen sevişirdin mor dağlara yaslanmış bir şehir uyurdu uğultusuyla koynunda ormanın
eylül’de ıslak mendil gibidir kaldırımlar soğuk bir kurşundur deler geçer pişmanlıklar geç fark ederiz aslında yaşanmış bir şehir asılı durur rüzgârın sesinde her şeye rağmen sevmek çok güzel tüm mevsimlerde
bir yaz gecesinde bir şiir dökülüverdi şehre serseri kalbim durmaz yerinde seni aklımdan atmam imkânsız yakamozlar serpildi düşlerime beni düşündürdüğünde şehri sevmek çok güzel sevmek seni çok güzel tüm zamanlarda sevmek yalnızlıktır binlerce yıldız arasında durur hep gökyüzünde | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Paz Ara. 30, 2007 11:36 am | |
| bir gün içinde sen olan bu ormanı yakabilirim bu gün yüreğim dolu taşabilirim bir gün içinde sen olan bu yüreği kırabilirim bir gece günahlarımla gelebilirim bu gün aşkı yeniden yazabilirim bir ömür cehennemlerde yanıp bu gün cennetimle gelebilirim bu gece kollarında ölebilirim… | |
| | | | Şiirler | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|