FRM34
|
|
| Şiirler | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:01 pm | |
| Orhan Velı'nın Ardından
Yıl bindokuzyüzkırkaltı Ankara'da Şükran lokantası, Köşede bir masa Masanın üstünde bir tabak Tabakta marul salatası. Bir sandalyede sen vardın Orhan Veli Bir sandalyede ben, Kadehlerimizde Kulüp rakısı Ve dudaklarımızda yarım kalmış mısralar Hala gözlerimin önündedir O sarhoş gecenin hatırası.
Şimdi mahzun kaldı şiirlerin Gittin "Sereserpe" "Hürriyete doğru" "Kitabe-i sengi mezarın" "Altındağın rüyası" Hey! koca Orhan Veli hey! Ne sana kaldı, ne bana kalır Bu gözünü sevdiğim dünyası. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:02 pm | |
| Resim
Nedense bütün resimlerde ben Böyle mahzun ve perişan çıkarım Hep böyle hayata kapalı durur Gülmesini unutmuş dudaklarım
Artık canından bezmiş kimselerin Hazin bakışı parlar gözlerimde İçinden adamlar arabalar geçer Çizgiler alnımda bir büyük cadde
Aynada saçlarımı düzeltirim Bir perde iner yüzüme alçıdan O, bin mumluk ampullerin altında korkarım korkarım fotoğrafçıdan
Bakışlarım gümüş camlara sorar Elbisemin eskiliği belli mi Sonra karşıda küçük bir noktaya Dikerim kahverengi gözlerimi
Kabahat objektifte camda değil Onlara yalı gözlerle bakarım Nedense bütün resimlerimde ben Böyle mahzun ve perişan çıkarım | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:02 pm | |
| Resimler
Sen değiştin, resimlerin hiç değişmedi Nasıl seviyorum bilmezsin şu albümü Resimler yalancı değil, resimler ölmüyor, Aslında acı olan şey; sevgilerin ölümü Sahte renkler yerini gölgelere bırakmış Resimlerde siyah beyaz gözlerin, dudakların İşte bak! ellerin ellerimi arıyor Resimlerde besbelli anlatamadıkların Şimdi bir çerçeveden gülümsüyorsun bana Hatırlıyor musun bu resim çekildiği günü Bakışların ne kadar duygulu, ne kadar sıcak Anlıyorum neler düşündüğünü. Bir başka resimde biraz kederlisin Hüzünlü bir şarkı dökülüyor dudağından Şimdi senden çok uzak bir şehirde Seni seyrediyorum bir albüm yaprağında Bu karanlık yoktu, bir zaman sen vardın Yaşamak cömertçe sunduğun bir ışıktı Sen değiştin, onlar hiç değişmedi Resimlerin senden vefalı çıktı | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:02 pm | |
| Rıhtımda
Bir beyaz gemiydi ayıran onları Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda Şimdi unuttum yüzünü kadının Adamın gözleri aklımda
Kana bulanmış bıçaklar gibi Uzun kirpikleri ıslaktı Adam dertli, adam darmadağın Dokunsalar ağlayacaktı
Adam bitkindi, adam seviyordu Kalan kederdi, giden gemiyse Taş olduğu içindir dedim Rıhtım taşları erimediyse
Derken bir düdük öttü ansızın Bembeyaz gemi gitgide ufaldı Korkunç yalnızlığıyla başbaşa Rıhtımda bir adam kaldı | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:02 pm | |
| Sana Bir Tanrı Getirdim
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi Hani sen iyiydin Halden anlardın Hani sen git demiyecektin bana Ve ben herşeye rağmen gelecektim İçimde bir umut Ellerimde olgun meyvalar Dünya nimetleri Gözlerimde yanıp yanıp sönen bir pırıltı Ama ne sen gel dedin Ne de ben gelebildim herşeye rağmen Aşkımız ayrılıklarla başladı
Deli dolu akan nehirlerden tas tas sular içtik Öyle ateşlerle doluydu yüreklerimiz öyle tutkundu Karlı dağların serinliğinde uyurduk geceleri Deniz fenerinin ışığında yıkanırdık Köpükten bir çalkantıydı içimizde zaman Ne yana baksak denizdi, maviydi, ışıktı Sonra bir çaresizlikti zifir Akıntıya kapılmış gemiler gibiydik
Bir org çalınır gibi yanıbaşımızda Öyle kendinden geçmiş, öyle başıboş Öyle derin duygular içindeydik, anlatılmaz Sarhoş rüzgarlara bıraktık kendimizi Aldığını geri vermez dalgalara Görmediğimiz ülkeler gördük gün doğusunda Tatmadığımız yemişlerden tattık; günahkar olduk Alevden bir tasta eridi günler Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde Hiç sönmeyecekmiş gibi yanıyorduk
Tutsaklığımız nasıl başladı bilinmez Paslı demir kapılar kapandı üstümüze Taş duvarlarda kayboldu boğuk seslerimiz Çaresizliğimizi bize aynalar söyledi, inanmadık Kuşatıldık ansızın kederle, ayrılıkla Aman vermez karanlıklar sardı dört yanımızı Yalnızlık bir ağrı gibi çöktü başımıza Uyuduk bir daha uyanamadık
Şimdi bir kutup var sana çeker beni Bir kutup var senden öteye Ben onun için böyle ortalıklarda kaldım Dağ yollarında, caddelerde, sokaklarda Onun için bulup bulup yitirdim seni Hangi kapıyı çaldıysam sen açtın bana Hangi gözümü yumduysam seni gördüm Zamandın, zamandan öte bir şeydin Yıllarca bir meşale gibi yandın uzaklarda
Bu manyetik alanda boğulmam senin yüzünden Bu zincirleri sen vurdun ellerime Sen getirdin bunca karanlıkları Al şunu mum yak Korkuyorum Bir taş aldım attım denize Günahlarımdan kurtuldum Alfabenin yirmisekizinci harfindeyim Öteye gidemem İtme beni
Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Her gün bir kadın ağlar benim yüzümde Büyük dertler için benim ellerim Anlamıyor musun Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim
Bütün kötü yerlerde ben korkarım Biliyorum Bir hayvan leşiyim öleli kırk gün olmuş Fabrika bacalarında bir kara dumanım Zehirim akrep kuyruklarında Kötüyüm sevemediğin kadar Öyle fenayım Kapanmış bıçak yaralarında Bu pis çöp tenekelerinde unut beni Unut artık Bayat bir ekmek gibi Çürümüş bir elma gibi
Sarı badanalı evlerde kazanlar kaynar Sarı badanalı evlerde günahlar işlenir her gece Sarı badanalı evlerde ölüler yıkanır Sarı badanalı evleri sev biraz Bu evlerde zaman benim akşamlarımdır yitirilmiş Bu kazanlarda benim gözbebeklerimdir kaynayan Bu sarılarda benim yüreğim bir ölür, bir dirilir Anladım Bu dünyada benden başka kimse yok beni anlayan
Tosca'dan bir arya hatırlıyorum şimdi Sus biraz Ensemde bir akrep yürüyor Bırak yürüsün Sabaha asacaklar beni Dokunma Yedi canım vardı, ikisi gitsin Bunca ölümler az gelir bana
Kalbimi yardım Bir damla kan aktı Kutuplara kar yağıyordu Üşüdüm Failatun vezniyle seni çağırıyorum Bana imbiklenmiş yeşilliğini getir Dur gitme Beş kuruşum vardı kaybettim Dur gitme Isırgan otlarından kurtar beni
Deniz analarının gözlerini çaldım Sana bakmak için Güneşi üçe böldüm Al biri senin olsun Yüzümde beş bıçak yarası var Bir de sen vur Barut kokusunu severim Bir portakalı dilim dilim soy Acıktım Tut ki ben yoğum artık yeryüzünde Tut ki bir marul yaprağıydım Öldüm
Al şu serçe parmağım sende kalsın Ben kötüyüm Allahsızım Korkunç çirkinim Ben seksensekizinci tul dairesiyim Sağ gözümün üç kirpiğini kestim Al Ben lanetlendim
Chopin'in cenaze marşı çalınıyor Ölüler ayağa kalktı Görüyor musun Şu soldan ikinci benim Senin yüzünden öldüm Şimdi seni getiriyorlar karanlığıma Ağlıyorum Biraz sev beni Gül biraz Yaklaş biraz Seni affediyorum
Kuşkonmaz dallarına astım kendimi Sedir ağaçlarına gül yapraklarına Başımı taşlara vurdum Gözbebeklerimde büyük camlar parçalandı Tanrısal duygular içindeydim Bütün tanrısızlığımdan uzakta Bir kemiklerinin sertliğini aldım Bir teninin aklığını Sonra sıcaklığını dudaklarının Gel bak Sana bir tanrı getirdim Gel bak Bir tanrı yarattım senden | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Sen Ağlama
Ben ağlayan şairim Bana gülmesini öğretmediler Eğil de bir bak mahzun yüzüme Anlatır sana çektiklerimi Birer bıçak yarası gibi Alnımdaki çizgiler Ben mutluluk nedir bilemedim Saçlarım okşanmaya alışık değil Hep böyle dalıp gider gözlerim Ve ne zaman düşünsem geçen günleri Bir karanlık basar içimi Aydınlık değil Seni nasıl severim bilirsin Nasıl yanarım özlemler içinde Bastığın yerler cennet olur Bilirim en serin rüzgarla gelirsin Yine de yanar tutuşurum ben Cehennemler içinde. En mutlu sandığın yerde kederliyim Ben seninle sensizliği düşünürüm Bir korku düşer içime apansız Burkulur yüreğim Seni şiirlerimde bin yıl yaşatır da Ben bin defa ölürüm Bir gün yokluğum bir gölge gibi Düşüverirse gözlerine Unutma ağlayan şairini Unutma o günde kapanıp dizlerine Kendi yokluğuma kendim ağlarım Sen ağlama e mi Sen ağlama e mi? | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Sen Aşk Nedir Bilmezdin
Sen aşk nedir bilmezdin Gülüp geçerdin sevgilere uzaktan Şimdi geniş bir bahçedir kalbin Sevgiden, güzellikten, aşktan Şimdi iri gözlerin arzu dolu Yakan, özleten bir şey ellerinin sıcaklığı Gitgide eksiliyor bakışlarında yüzün Geçen aşksız günlerin bıraktığı Bir çeşme var aramızda görüyor musun Tadılmamış hazlar serin sularda Şimdi bahçende açan bir gül geceler Şimdi gözlerin en güzel uykularda Boynun beyaz mı beyaz, çıldırtası, öldüresi Saçların daha parlak, daha bir kapkara Her akşam bir ay doğuyor kirpiklerinden Koşuyor ayakların şafaklardan şafaklara Artık aşk dolu söylediğin şarkılar Durmadan bir buğu yükseliyor sesinden En çılgın sevdalara çağırıyor dudakların Heder olmuş, uzun yıllar ötesinden İçkilerin tadı değişti artık Dünya, o köhne ve eski dünya değil Sımsıcak bir ekmeği paylaşıyoruz seninle Bu bir gerçek, hayal değil, rüya değil Şimdi ümitlerimiz halkaları bir zincirin Bir başka haz başlıyor biri bitti mi Bana aşkı sen tattırdın, sen öğrettin Oysa ki sen aşk nedir bilmezdin | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Sen Üzerinde Nice Şafakların Söktüğü
Sen üzerinde nice şafakların söktüğü Sevgi denizlerime akan büyük nehir Sen biraz ışık, biraz tılsım, biraz büyü Sen yıllardır yazıp bitiremediğim şiir
Durmadan bir gül açar ellerinde pembe Sen nefes alışı en bakır güzelliğin Gözlerin midir parıldayan gökyüzünde Bir güneş doğarcasına geceleyin
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen varsan dallarda kuşlar memnun Tüm çiçeklerin rengi değişik, kokusu başka Öylesine gerçek ki var olduğun Çarpar güzelliğin kıyılarıma dalga dalga
Tutsam ellerini içim ürperir hazdan Başım döner gözlerin gözlerime değse Kalan tek hatıradır gülüşün bir yazdan Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü Her zaman en guzel, her yerde eşsiz Sen yaprak, sen köpük, sen kuştüyü Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Senden Öncesi Yoktu
Bütün bu sürekli arayışlar neden bilir misin Neden bu durup durup isyan etmeler Allaha Bu aldanmalar, yıkılmalar, bu sonsuz çalkanış Hep sana yaklaşmak için, biraz daha biraz daha Seni bulmak yılgın, yıkık gecelerden sonra Sana çıkmak merdivenlerden nefes nefes Belki ben yalnız senin güzelliğinde çirkinim Hiç solmasa güzelliğin, böyle hiç bitmese Yanmak var sana yaklaştıkça biliyorum Yok olmak var, kahrolmak var, kül olmak var Öyle bakma gözlerime bakma artık ölüyorum Yaşamanın ta kendisi oysa bu ölmek değil Gözlerim gözlerinden başkasını unuttu Sen yoksan o yokluktur, senden öncesi yoktu. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Seni Arıyorum
Şimdi bir an dönerek gerilere, hani Bir zamanlar beni ölesiye yaşatan Ellerimi bırakıp sevecen ellerini Çevremi sımsıcak bir sevgiyle kuşatan Seni arıyorum
Bir deniz hıçkırıyor ta içimde, dinle Giderek yalçın kayalar, kumlar eriyor Şimdi başbaşayım bir kıyıda kendimle Ve bende var ettiğin o ben can veriyor Seni arıyorum
Gülerdin bir zamanlar güneş batmazdı Baştanbaşa bir gül bahçesiydi ortalık Renkler ya mavi, ya penbe, ya beyazdı Oysa şimdi ne yana baksam karanlık Seni arıyorum
Varsın ama yoksun. yanımdasın, değilsin Gözlerim boşuna deliyor geceleri Tek seni bir kez daha görebilmek için Daldırıp ellerimi benden içeri Seni arıyorum
Ellerim içimde bir kan gölüne batıyor Bağırıyorum kimseler duymuyor sesimi Dişlerim hırsla dudaklarımı kanatıyor Ve senden uzakta verirken son nefesimi Seni arıyorum
Bu son aldanışım, son yıkılışım olacak Gelsen de boş artık gelmesen de, ben yokum Yine de son bir ümit kırıntısıyla, bak O herşeyi yitirdiğim anda bulduğum | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:03 pm | |
| Seninle Ölmek İstiyorum
Dağbaşında bir avcı kulübesi Yerler dizboyu kar ocakta ateş Dışarda rüzgar Hadi gel önce sevişmeliyiz uzun uzun Yerdeki ayı postunun uzerine uzanmalıyız Bütün vücudunu santimetre karelere ayırıp Birer birer öpmeliyim Ve sonra sımsıkı sarılmalıyım sana Böylece ölmeliyiz aradan yıllar geçip Bizi buldukları zaman Etlerimiz çürümüş olsa da Kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden Hadi gel Nefes almak hüner değil Seninle ölmek istiyorum… | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:04 pm | |
| Sensiz Olmak
nerde o denizim benim, lekesiz gökyüzüm? hani o içtikçe susuzluğumu arttıran çeşme? kim götürdü bakışlarımı, ne oldu gözlerime? hani benim ellerim, ayaklarım, saçlarım, yüzüm?
bu ben değilim besbelli, bu bir başkası! gözlerim yabancı bakıyor gözlerime aynadan o kim? böyle durup durup beni aldatan? besbelli bir oyuna gelmişim açıkçası
birini sevmişim besbelli, beni koyup gitmiş, ondan şimdi aradığım hep o, hep ben! o ikisi kırmış beni, yıkmış , incitmiş
şimdi bilmediğim bir şarkı her yerde söylenen; sevinçten , mutluluktan , sevgiden uzak. ne acı! senin olmak , sende olmak , sensiz olmak! | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| Sensizliğe Sone
Sensizliğin ölüme benzediği o yerde Bir el uzanır çeker beni yaşamaktan O kalır dolu, hüzün dolu gecelerde Birer kan çanağı gözlerim ağlamaktan
Gitgide yayılır damarlarıma yokluğun Bir hançer bilenir kalbimde soğuk, sivri Durup durup vurur başıma sarhoşluğun Üstüste içilen dopdolu kadehler gibi
Artık ne yapsam boş, uykular gitti gelmez Vıcık vıcık bir gecedir elllerimde kalan Güneş doğmayı, karanlık bitmeyi bilmez
Saplanır kalbime bir türlü geçmez zaman İçerim senden uzak günlerin getirdiği Yavaş yavaş öldüren bu zehir sensizliği. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| Serenad
Senden başka kimse bilmesin istiyorum Gözlerimin nasıl aşka çağırdığını Bakışlarımın nasıl gel diye haykırdığını Gözlerimden, belli oluyor seni sevdiğim
Ellerimin aradığı ellerindir geceler boyu Mümkün değil, bu sevgiyi bıçaklayamam ki Ne yapsam, dolmuşum artık, saklıyamam ki Ellerimden belli oluyor seni sevdiğim
Nasıl bekliyorum özlemle, görüyor musun? El ayak çekilsin, sonsuz bir gece gel Tarama saçlarını, öylece gel Dudaklarımdan belli oluyor seni sevdiğim
Başka yangınlara benzemez bu yangın, sönmez Bir şey var her yerimi tutuşturan yakan Bu sensizlikte sebil çeşmeler misali akan Gözyaşlarımdan belli oluyor seni sevdiğim
Sevgilerin en ölmezini sana sakladım, gel Şimdi denizler en mavi, ormanlar en yeşil Seninle olayım da dünya umurumda değil Dinle; kalbimin vuruşundan belli oluyor seni sevdiğim | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| Sessizce Ölmek
Dogarken mi başladi benim son yolculugum Ondan mi öyle geçti o garip çocuklugum Masallarla düşlerle beni hep aldattilar Yaşadigim; en büyük yalandi biliyorum Boşlugu kucaklardim uzatsam ellerimi Düşsem diye beklerdi pusuda bir uçurum Kol gezerdi çevremde acilar ölüm gibi Ben ondan böyle kaldim, ondan karardi ruhum Yagmur mu yagmazdi ne, tarlalar mi çorakti Neden hiç yeşermedi serptigim onca tohum Şimdi ölen bir şey var içimde azar azar Ha söndü ha sönecek yillar önce yanan mum Susmayin biliyorum, ben bir yalan dünyada Gürültülü yaşadim, sessizce ölüyorum | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| SEVDALAR BÖYLE BAŞLAR
Önce dünyama sesin girdi özlemli, kısık
Bir mutluluk muştusu gibi ta uzaklardan
Çok sonrası öptüğüm o gül dudaklarından
Önce sesindi cağıran beni gür ve aydınlık
Önce küçük ellerin kondu avuçlarıma
Yolunu şaşırmış bir kuş gibi, ürkek
Alıştım herşeyine, her yerine giderek
Saplandın iğnelerce parmak uçlarıma
Önce bir akşamdı gelen seninle dopdolu
İnanılmaz, doyulmaz, anlatılmaz, kanılmaz
Bir akşamdı sevgiden, apaydınlık, bembeyaz
Bir akşamdı, alev alev istekli, duygulu
Herşey gerçekti, öylesine güzel, yalansız
Ağladım sensiz geçen ve geçecek günlere
Sende ölümsüzlüğün çağrısını duydum önce
Sonra tutuşup, yandım ben, sevdalandım apansız. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| Seven Bir Kadın İçin Sone
Siz ne zaman sevdiyseniz çaresizlik vardı Bir karanlıktı basan içinizi aşkla beraber Sevince her yeriniz bir humma ateşiyle yanardı Sonra gözlerinizde yaş, alnınızda ter
Onu severdiniz bilirim ama gidemezdiniz ki Sizin gibi niceleri sevip gidemediler İşte ümitsiz aşkınızın şahidi Dişlediğiniz yastıklar, kırdığınız kadehler
Ve sizi o keder güzelleştirdi o keder O isyan etmeler Tanrı'ya, o içinizdeki kırıklık O sabahlara dek ağladığınız geceler
Bütün kadınlığınızla aşkın üstündesiniz artık O içinizdeki fırtınalar da gelir geçer Siz de bir gün dersiniz - sevmek yalanmış meğer. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:10 pm | |
| Sevenler İçin
Perdeleri kapat, sevgime tanık istemem Işığı söndür, gel otur yanıma konuş Ergeç anlaşacağız başka çaremiz yok Sonra sevişeceğiz, bu düzen böyle kurulmuş İstersen yine hep hayır de, olmaz de, ne çıkar Her şey olacağına varıyor çaresiz Yaşamak zorundayız, sen de biliyorsun Öyleyse gel otur yanıma sevişmeliyiz Durmadan sevişmeliyiz aslında gece gündüz Daima istekli aç, doymak bilmez, vahşi çılgın Sabaha karşı koşu atları gibi yorgun argın Yine de usanmış değil, pişman değil, bıkkın değil Belki biraz sarhoş, biraz durgun, biraz uykulu Ama her zaman ateşli, sabırsız, her zaman dolu | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:11 pm | |
| Sevi Şiiri
Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ben senin en çok gözlerini sevdim Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok davranışlarını sevdim Güçsüze merhametini, zalime direnişini Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini
Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini
Ben senin en çok bana yansımanı sevdim Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni... | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:11 pm | |
| Sevmek
Erimek tadılmamış hazların ortasında Sevgiden kanatlarla bir boşluğa yükselmek Yaşamak dolu dizgin ve her gün biraz ölmek Zevklerin sonsuzluğa açılan sofrasında Akar ta, içimize çeşmelerinden sükun Dopdolu göllerinde gezer beyaz bir kuğu Huzur; o sevilmeyen kaplerin unuttuğu En eski bir seraptır ellerinle sunduğun Büyük bir yangın gibi ateşin dudaklarda Duyarken özlemini en uzak bir yıldızın Sırrına eremeyiz nasıl yandığımızın Bir gün o ateş bizi alev alev sarar da. Ne kadar tutuşsak boş, hala yanmak isteriz Ellerindeki bir şey çeker bizi derine Bir büyü varmış gibi dalarız gözlerine Biliriz kanılmasın, yine kanmak isteriz Bir rüyadan silkinip görürüz tek gerçeği Çeker bizi o tutku eşiğinden ölümün Anlarız hayallerin bizi terkettiği gün Dünyada tek gerçek var, SENİ SEVMEK GERÇEĞİ | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 5:13 pm | |
| Siyah Mermer İşleyenler
Biz iki serseriyiz bu yeryüzünde Kibar konakları bizim harcımız değil, biliyorsun Ne güne duruyor balıkçı meyhaneleri, kötü evler Bizi karanlıklara götüren ayaklarımız değil, biliyorsun
Biz oldum olası böyle sarhoş, böyle umursamaz Bu ilk saltanatımız değil, biliyorsun Yaşamak bir siyah mermerdir işlediğimiz İçimiz serseri bizim, adımız değil, biliyorsun
Biz seninle açık saçık şarkılar severiz Duyduğun bu şarkı bizim şarkımız değil, biliyorsun Kim yaratmış onca güzel bu siyah mermerleri O tanrı bizim tanrımız değil, biliyorsun. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 10:10 pm | |
| Son Liman
Çekilmez kahrımı çektin yıllar boyu Benimle ağladın, benimle güldün Kuru ekmeğimdi Fakir yatağımdı Bitmez çilemdi benimle paylaştığın Nice günler dert ortağımdın benim Omuzlarına dayayıp yorgun başımı Az mı ağladım hıçkıra hıçkıra Az mı sildin seven ellerinle gözyaşımı Kimi gün dostum oldun en vefalı Koşarak geldim sana Teselliyi, umudu sende buldum Doyulmaz aşımdın akşamları Bardağımda su, soframda ekmektin Ve her sabah anasıydın çocuklarımın Kolların evimizin temeli Saçların süpürgesiydi Ben bu yere seninle vardım Bu iyiliğin, güzelliğin son çizgisine Kederleri sevinçleri seninle yaşadım Seninle baktım bu çirkin dünyaya uzaktan Sendin bütün fırtınalarda Sığındığım o tek liman Sonsuz karanlığımda tek ışıktın Sönmeyen ateşimdin karlı dağlarda Çölümde fışkıran bir pınardın serin Ne zaman yitirsem bütün umutlarımı Bana hayatın kapıların açardı ellerin Sevenim benim, ak saçlım, küçük meleğim Sen benim can yoldaşım olduğun kadar Kadınımsın, anamsın, bacımsın Ver öpeyim vefalı ellerini Sen benim şerefimsin , inancımsın | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 10:10 pm | |
| Son Mektup
Ölürsem şaşırma Ölebilirim Ölürsem ağlama Yine gelirim Ölürsem seslenme Uyuyacağım Ölürsem üzülme Yaşayacağım Ölürsem bekleme Geri dönemem Ölürsem ölme Sensiz edemem | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 10:10 pm | |
| Söylence
akdeniz gülüşlü bir çocuk, olsaydın ağzının kıyısında uçarılıklar biriktiren. yüzünde binbir haylazlıkla sevseydin beni, yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime. dokundukça portakal çiçekleri dökerdi, sevilmekten ürpertili dingin gövden ah çocuk ah kadın ah sevgili sözlerin aşkı anımsatsa da, gülüşünde onmaz acılar gizli. | |
| | | AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler Çarş. Ara. 26, 2007 10:11 pm | |
| Tanrı Bile Ağlar
Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi Nedir bu gürültüler derim, top patlamaları Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı İçimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne Bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine Nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar Bu denizler altında kopup gelen fırtına Bu bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar Oysa zamandır ilerleyen imkansızlıklar içinde Başlangıcı olmayan bir sondur yaklaştığım Bu ipince nehir nereye gidiyor bilen var mı Ağlatan ne beni O doyamadığım dakikalar mı Düşen aksi mi gözlerime o bal rengi gözlerin Ki içimde çalkantısıyla hıçkırır denizlerin Sorarım; bu ağlamak ne kadar, nereye kadar O zaman rüzgar durur, fırtına diner ansızın Kapanır yorgun gözlerim bir gece başlar Ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri Uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm Bir büyük resimdir gökyüzü seyrederim Yine Özleminle yanıp tutuşur göz bebeklerim Duyarım vurgularını başımda çaresizliğin Ben ağlayacak adam değildim bir kadın için Beni perişan edecek ne vardı bu kadar Bir de "Erkekler ağlamaz" diyorsun Tanrılığından utanmasa Tanrı bile ağlar. | |
| | | | Şiirler | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|