| Şiirler | |
|
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:10 pm | |
| sen gece gibi daracık omuzlarına dökülmüş dalgalı siyah saçlarınla başını masandan kaldırırken bir yürek eridi hep çay karası gözlerinde
ben uzaklarda eski bir denizciydim yüzünü rüzgâra dönmüş gözleri bakışlarında kaybolmuş uçsuz bucaksız bir sevdanın ortasında pusulası bozulmuş onikiden vurulmuş yapayalnız…
herkes burada sen yoksun delik deşik yüreğim kafam bozuk aroma kokulu duman dolu bir limandayım düşlerimi yüklediğim bulutlardan bir gemi yapıp gönderiyorum sana gel ne olursun
aslında sende sende biliyorsun yalnızlık senin gözlerinde benim kollarımda | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:10 pm | |
| kara sevda kara tren bazen ayırır bazen kavuşturur bir istasyondan öbürüne taşır hep tutkuları
benimde aşklarım oldu söz dinlemez dört duvar hain gece mahpushanemdi öfkem sevgimden / tutkularım sen ey aşk vurgun yedim ben kara sevda / kara toprak söz dinlemez yüreğim kaskatı bu duvar bu hain gece sırdaşım öfkem sevgimden tutkularım isyanın oldu sevda kurşunuyum benimde aşklarım oldu yaşamak var seninle meydan okurum ölüme | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:10 pm | |
| Portakal yapraklarına konmuş Ayışığında sallanıyor düşleri Salkım söğüt dallarını uzatmış Sevinçlerin kelebek kanatlarında Atlıkarıncaya binmiş çocuklar Çobanyıldızı parlayan gözlerinde | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:11 pm | |
| biz mavi zamanların kırmızı rengiydik yüreğimizdeki ateşle dudaklarımızda demlediğimiz aşkların sıcaklığı vururdu gecenin ayazına sarılırdık sarmaşıklar gibi gece boyu kar suyuyla yıkanırdı sevdamız karlı Ankara akşamlarında... gidiyorum işte beni bir akşamüstü yapayalnız bırakıp gittiğin gibi artık sensiz yaşayamam bu şehirde nasıl gezerim caddelerinde nasıl içerim bir bardak çayı kahvelerinde
haykırmak istiyorum kalbim sus diyor yazmak istiyorum elim varmıyor açmayan gül doğmayan gün bitmeyen gece sancılarındayım ah gülüm… oysa birlikte ağladık birlikte güldük bir lokma ekmek uğruna kavgamız yaşamlaydı yaşadık / paylaştık geceyi / gündüzü bir bardak suyu bir dilim ekmeği bir küçük yastığı iki canda bir kalptik gizli bir şey kalmadı ne sende / ne de bende içimizde ne varsa içimize döktük
bu gün bir yaprak daha düştü içimden ılık meltemlerde savrularak yüreğinin dibine küçücük yüreğimin gizil köşelerinden sana doğru koşmakta yılkı atım bir selvinin göle uzanan dalları bir çınarın sararan yaprakları gibi ve güz yağmurları gibi işte geliyorum sana geminden boşalmış doludizgin yabani taylar gibi gitme kal diyemem bu şehri âşıkların gözyaşları yıkar her gece kız oğlan elele aşka züğürt ben avare ellerim yine cebimde her yürekte bir yangın yürek vardır / derler aşkta acı vardır vefa yoktur / derler aşk karşılıksız sevmekse bil ki deli gibi seviyor bu hergele
evinizin önünden geçerdim görmek için gözlerini en saf duygularla sevmiştim uçarı bir delikanlıyken seni en doğal halinle gülümsemiştin o gün genç kızlığa yeni adım atmışken çayır çimendi gözlerin uçsuz bucaksız ardın sıra yüreğim koşarken seviyorsa gözlerinin içine bakmalı söylemeden bilmeli arzularını sarmalı sarılmalı sımsıcak her daim bıkmadan usanmadan paylaşmalı her şeyini yüreğinde hissetmelisin ellerinin sıcaklığını saçlarının kokusunu...
sen hiç sönmeyecek yangınsın içimde ağız ağıza sevişirdik dişe dişti sevdamız gülmemiş bir kalptik yoksundum çalacak kapım yaslanacak dağımdın yağmurla yunan gecelerde yatağımın üzerine serilen kanlı bir çarşaftı karanlıkta gözlerin. tutmuyorsam ellerinden bir kuş uçar yüreğimden bir tel düşer saçlarımdan gemiler kalkar hücrelerimden ve sen güldüğün zaman bademler çiçek açar serçeler kanat çırpar yeni güne gecenin kristalize olmuş şeffaflığında duygularımın özgül ağırlığında geliyorum sana akşamın karanlığında kız oğlan elele seviyor seni hala bu hergele... | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:11 pm | |
| Bir bakışın dağıtır Karanlık bir geceyi Perdesi aralanır şehvetin Çıplak bir ay çıkar Göğün doruklarına Herkes o kutsal Kapını çalıyor Senin kapın kapalı Gözlerinde Senin perdelerin Kapalı Puslu bir gecede Yoldayım şafak söktü | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:12 pm | |
| Sensizlik çırılçıplak duruyor Kız kulesi gibi karşımda Ben İstanbul’dayım İstanbul benim içimde Bana İstanbul’u anlat gözlerinle
Bana İstanbul’u anlat Beyaz bir martı havalandır Göğsünden gökyüzüne Kanatlarında özlemi taşıyan
İstanbul’u anlat bana ellerinle Sensizlik tam karşımda duruyor İstanbul’a kar, içime sen yağıyorsun İşte doluyorsun, her nefeste yudum yudum Ellerimde ekmek arası, midye tava Boğazıma düğümleniyor sensiz İstanbul
Sensiz Beyoğlu çok sevimsiz Boğazın serin sularına gömün anılar beni Sarhoş düşlerim uyansın rüyasından Avuçlarının sıcaklığını arıyorum Emirgan’da Havada kar kelebekleri uçuşuyor İçimde kır çiçekleri açıyor düşündükçe Bana İstanbul’u anlat yüreğinle
Bana İstanbul’u anlat Sarı bir güneş doğsun Umutları yeşerten alaca karanlığı silen Bana İstanbul’u anlat düşlerimde kalan | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:12 pm | |
| Başlamak gerek Bir yerden evlat Vesaire bir şeye başlamak Uygun olacak Nereden başlarsan başla Hatta şimdi… Hemen başla
Kolay olmayacak elbet Dengesi bozulmuş Bir dünyada…
Kolay olmayacak elbet Bunca sıkıntıdan Sonra…
Utangaç gençliğinin Sınırlarını zorlayarak Sürmek istediğin dünyanın Pusuya düşürdüğü karanlıklarda Haince vurulsan bile sırtından Müebbeten firak kurşunlarıyla Kolay olmayacak elbet Sevmekte ölmekte Lakin başlamak gerek Bir yerlerden… Evlat Tutunmak gerek bir dala Ummana karışmadan ömür selinde | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:12 pm | |
| Ben Sevdiğim Zaman
Sen bana seni seviyorum Dediğin zaman hala Bir kuş kanadı gibi sevinçle Çarpıyorsa sevda içimde Ben anlaşılmaz bir insan oluyorum Ben sevdiğim zaman seni Senden başka kimse anlamıyor beni | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:13 pm | |
| Hey çocuklar Uçurtmanızın kuyruğunda Balonunuzun renginde Ben varım Kaleminizin ucundayım Akarım yürekleriniz gibi Beyaz bir kâğıda Bazen siyah bazen mavi Gözlerimle bakarım Sevinçlerinizde ben varım Gözyaşlarınız benim gözyaşım Gülüşlerinizde çiçeğim Yanaklarınızda kokarım burcu burcu Hey çocuklar ben kimim | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:16 pm | |
| zaman ayırmadık özenle birbirimize hep işimize verdik kendimizi bende onur sende benlik savaşı oysa sevgi bir kale kapısı açık bekleyen onu göremedik kördük
sevgiyi dağların doruklarında bir bulak sandık oysa yüreğimizde atıyordu sessizce soluklarımız kadar yakın gülüşler kadar yalan candan bir dokunuş kırılganlıkları bitiren buydu sevgi yaşamak yaşatmak paylaşmak yaşamı göğüs göğse bütünleşmesi iki yarımın bir yorgan altında ve hayatın meşakkatine
sevgi aynı taslan içmek abıhayatı dudaklarında onun parçalamak bir fındığı ağız ağıza dişe diş aynı hazları tatmak böyle sevmemeliydik birbirimizi hayatın yamaçlarında çığa dönüşen kartopuyduk yürürken dikenli yollarda uçurumumuzu biz kazdık
söylenmemesi gereken en sivri sözlerle oyduk toprağını yüreğimizin kestik birer birer önümüze çıkan sevgi ağaçlarını bir pınarı kuruttuğumuzu bir baharı soldurduğumuzu bilemedik fark edemedik bir ömrü tükettiğimizi bilemedik ne yazık ki bilemedik kıymetini… | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:16 pm | |
| Dün seni düşündüğümde Dün pembe bir bulut geçti Üstümden sonra bulutlar geçti Peş peşe geçti üstümden
Mavi aydınlık yüzü göründü sevdanın Sonra sarı bir güneş açtı rengini Göğün mavisi çoğaldıkça ısıttı içimi
Bademler çiçek açmış yol boylarında Ben giderken dün gördüm Badem çiçeklerine saklanmış gözlerini Birden bire susuverdi kuşlar Sonra yine başladı cıvıltılar Ve göğsümdeki çalar saat tiktakları
Ben seni düşündüğümde Sende beni düşünürsün bilirim Gökteki bulutlar akarken Düşündükçe seni ben Düşünürsün beni de sen | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:16 pm | |
| sabahlasan diyorum kollarımda sağanak bir gece her şeyimi bırakır gelirim yeter ki çağır yürürken ardından sevgiler çoğalır beraber ağarttığımız gecelerde… | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:17 pm | |
| gökyüzünde süzülen bir kuş gibi uzaklaştıkça kendimden yakınlaşıyorum | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:18 pm | |
| Bin bir gece masallarında Zümrüdü Anka kuşuyuz biz ikimiz Her yok oluşunda ruhlarımız Yeniden doğacak Leyla ile mecnunun küllerinden aşkımız
Uykuların kaçar bir gece vakti Ayazını teninde hissedersin mesafelerin Yüreğin titrer yalnızlıktır donduran kanını Gözlerin bir gündoğumuna kenetlenir Yüzünü görür gibi olursun onun karşında Ama nafile an gelir çorap söküğü gibi sökülür Dökülür acı gerçekler birer birer önüne
Tuvale hapsedilmiş gözlerim Senin hüzünlerinle doluyum Gidersen ırmaklar gibi susarım sana Zamansız depremlerle yıkılır hayallerim
Sen baharların gece yosması Yüreğim durmaz benim olmadan Serseri bir rüzgâr savurur saçlarını Kırmızı mumlar diktiğin aynalı odalarda Tarumar olur talan yorgunu yüreğim Uzanırım ölüm gibi sensizliğin kollarına Biz iki sevda sürgünüyüz duyguları kelepçeli Ne yürüyebiliriz nede koşabiliriz birbirimize Ayaklarımızda pranga yaşarız Kaf dağının ardında
Bin bir gece masallarında Zümrüdü Anka kuşuyuz biz ikimiz Her yok oluşunda ruhlarımız Bil ki yeniden doğacak Leyla ile mecnunun küllerinden aşkımız
azrail a...a | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:18 pm | |
| Söyle biz miydik o, yatağına sığmayan Nehirler gibi coşkuyla akan İki doru at gibi dolu dizgin gecelerde Yağmura hasret toprak gibi yanan
Biz değil miydik bütünleşmek için En derin uykulardan vazgeçen Sabahın ilk ışıklarına kadar delice sevişen Bir dilim ekmeği, bir bardak suyu paylaşan Ve birbirimizi koruyup, kollayan Biz değil miydik, öpüp koklamaya doyamayan
Ne oldu bize söyle, neden savrulduk böyle Şimdi iki deniz feneri gibi, uzakta ve yalnızız Sudaki nilüferler gibi temizdi, oysa aşkımız | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:18 pm | |
| paslı bir çiviydi batan yokluğun tenime bu akşam yine yine bu akşam biliyorum kirpiklerimde yorgun bitkin bir geceyle sabahlayacağım sensizliğin kollarında
ve karanlığın en aylak saatlerinden süzülüp düşeceğim gözlerinden bir intihar gibi gecenin ortasına yalnızlığım parçalanacak zaman kırılacak etrafımdaki tüm duvarlar yıkılacak
ve bir güneş doğacak bu sabah yine yine bu sabah biliyorum bir güneş daha doğacak sensizliğin doruklarından gözyaşlarım üstüne
paslı bir çiviydi batan yokluğun tenime ve ben yokluğunla biraz daha hiç olduğum gecelerde sabahlıyorum gözbebeklerinde sessizce… | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:18 pm | |
| bu kadar derinden bakma öyle daha adını bile bilmiyorum? keçiboynuzlu bir güz geliyor yün eğirecek çorap örecekmiş başımıza... | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:19 pm | |
| terkedilmiş bir adresin çaresiz çığlıklarıdır sahibine ulaşmamış mektuplar yaralı bir kuşun intiharıdır duvarda kaybolmalar mutluluk kuş sesinde gizlenir belki de kim bilir
geniş bozkırlardan sürüyle gelir bazen düşlerim karanlık basınca şehri manastıra kapanmış rahibeler beni beklemesin işim var bu gece demirci ustasının örsünde ezildikçe tahammülü öğrenecek yüreğim sensiz gecelerde senle | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:19 pm | |
| bu şehir / geniş zamana taşır bilmediğin bir suskunluğu seninle sen şehri seversen / senindir tüm mevsimlerde
farz et ki deniz kenarındasın hüzünlü bir şarkıdır dalgaların sesi kulaklarında ılık bir yaz gecesi sardığında usulca şehri yani demek istiyorsun ki sevmek çok güzel seni düşündürdüğümde gözlerine hazan çalardı rengini gün yanığı ikindilerin
farz et ki kar yağan gecelerde /sevişiyoruz şehir beyaz bir gelinliği kuşanır sabaha turuncu bir ay doğardı evlerin üstünden sen sevişirdin mor dağlara yaslanmış bir şehir uyurdu uğultusuyla koynunda ormanın
eylül’de ıslak mendil gibidir kaldırımlar soğuk bir kurşundur deler geçer pişmanlıklar geç fark ederiz aslında yaşanmış bir şehir asılı durur rüzgârın sesinde her şeye rağmen sevmek çok güzel tüm mevsimlerde
bir yaz gecesinde bir şiir dökülüverdi şehre serseri kalbim durmaz yerinde seni aklımdan atmam imkânsız yakamozlar serpildi düşlerime beni düşündürdüğünde şehri sevmek çok güzel sevmek seni çok güzel tüm zamanlarda sevmek yalnızlıktır binlerce yıldız arasında durur hep gökyüzünde | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:20 pm | |
| bilemezsin hicran nedir sevmediysen yürekten soğuk bir boşluktur sardığın kuru bir öksürüktür sabahları ciğerlerini parçalayan bilemezsin sen kapkara gecelerde ağlar gibi uluyan it’leri nedensiz gece yarısı beynini kemiren böcekleri karanlık indimi deniz üstüne sadece sesi duyulur dalgaların yıldızlar olsa da yakamozlar göremezsin bastığın yeri seviyorsan körkütük çaresiz sarılır bir hayale kaybolursun dipsiz kuyularda | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:20 pm | |
| kalbim sevmeye devam et şairler sonsuza kadar sever kalbim seveceksen adam gibi sev şairler bitimsiz olsun ister
sev kalbim bir daha sevmemek için son defa sev(sende) cemreler düştükçe başaklar göverdikçe sev kalbim şairler öksüz öksüzler şairsiz (hatta şiirsiz) olsa da sever | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:21 pm | |
| gece ikiye yırtılır beyaz bir kâğıt gibi dolunay çıkar ortaya at sürüleri dolaşır harman zamanı ıssız kentin dar sokaklarında tapınakta bir tanrıça saçlarını tarar çıplak omuz başlarına ayışığında göle inen ceylanlar su içer gözlerinde gerilmiş yay gibi tanrıça yorulur uzanır yatağına | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:21 pm | |
| at sürüleri çekilir ıssız kentin dar sokaklarından tanyeri ağarırken nal sesleri kesilmeden uyanmaz tanrıça rüyasından her sabah ister güneşle ister yağmurla doğsun yeni bir gecenin başlangıcıdır uzun saçlarını çıplak omuz başlarına taramak için dans eder dolunayda yakamozlar göle inen ceylanlar su içerken gözlerinde bir anahtarın sessizce açtığı tapınakta atılan çığlıklar boyamakta geceyi pembeye | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:24 pm | |
| Böyledir akşamları buraların Karanlık basınca çoğu zaman Bir hüzün kaplar içini o an Dalar gözlerin uzaklarda bir yere
Bir martı çığlığı keser sessizliği Sular çekilir durulur geceler Alıp başını gidesin gelir uzaklara Bir duygu seline bırakırsın kendini
Bir şarkının hapsolursun son nakaratına Yalnızlık doldumu ılgıt ılgıt bağrına Elini tutacak birini ararsın boşuna Bir istek çöker içini dökersin karanlığa
Böyledir akşamları buraların Yalnızlık ölümden soğuk gelir insana Çoğu zaman denize bakarsın ümitsizce Kendinden ve yalnızlığından kaçmak istercesine | |
|
| |
AzraiL Site Sahibi
Mesaj Sayısı : 5051 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 17/04/07
Özellikler Rep: (1907/1907)
| Konu: Geri: Şiirler C.tesi Ara. 29, 2007 10:24 pm | |
| dağ başlarından toplar hüznü bu sokakta akşamlar ve ince bir sızıdır gecenin sesi ılgıt ılgıt akar
işte böyle saatlerde benim kalbim dağlarda atar bu gece bu ıssız sokak kadar yalnızım
sormayın bilinmez ki nasıl dağ başı yalnızlığı öksüzün boyun büküşü akıntıya yürek çekişi duvar ses vermez sırda vermez ya bir dağ üstüne ve bir yalnız yüreğe yıldırımlar düştümü ölü bir onmazlık çınlar ve yıkar bir yiğidi ve bir ülküyü ne zaman yolum düşse bu sokağa benim kalbim dağlarda atar
bu gece bu ıssız sokak kadar yalnızım… | |
|
| |
| Şiirler | |
|